Y

24 6 0
                                    

Gürkan, Hande ile bahçede çalışırken masalarında duran kahveyi aheste aheste yudumluyorlardı. Arkadan çalan hafif müzik de onlara eşlik ediyordu. Gürkan'ın şuandan daha fazla mutlu olduğu bir an olamazdı. Tam da karşısındaydı. Evinde, beraber çalışıyorlardı.

"Yoruldun mu?" Diye sordu Gürkan gülümseyerek. Hande bu gülümsemesine büyülenmiş bir şekilde baktı. İçinde sonrasında büyük huzursuzluk oluştu. Sevgilisi olan bir adama böyle duygular beslemek... Ne kadar doğruydu?

"Biraz" dedi Hande de gülümseyerek hafifçe. "Seninle birebir çalışmak keyifliymiş. Bilmediğim bir çok şey öğrendim" dedi Hande.

"Bam başka gözle bakmayı öğrendim ben de senden. Karlı bir alışveriş oldu " dedi Gürkan kahvesinden bir yudum alıp.

"Celile Hanım için de beraber çalışabilir miyiz? Eğer senden dinlersem aşkı daha hakim olabilirim bir sonraki çalışmaya" dedi Hande heyecanla. Çalışırlarken anlattığı bir tarihi hikayeden çok etkilenmişti Hande. Takılmadan kusursuzca harika bir ses tonuyla konuşuyordu Gürkan.

"Akşam abim gelcek yemeğe. Kalabilirsin istersen. Sonra da Celile hanımdan konuşuruz"

"Ben ailenle veya arkadaşlarınla tanışmak istemiyorum" dedi Hande.

"Arkadaş olmamız için koştuğun şart değil miydi bu?" Diye sordu.

"Evet arkadaşım. Madem hala arkadaşımsın bu yüzden şartım aynı" dedi Hande gülüp.

"Ama Hande ben bunu beceremem. Sürekli yalnız da takılamayız zaten. Elbet bir noktada tanışmak zorunda kalcaksın. Mutlaka denk gelirsiniz" dedi Gürkan.

O anda kapı çalınca Gürkan "aynı bu şekilde" dedi kapının olduğu tarafı gösterip. Hande'nin önce Gürkan'a alışması gerekiyordu ki sonra onlara alışsın. Kim bilir arkadaşları ne konumdaydılar. Zengin insanlarsa ve burunları havadaysa Hande bu durumdan rahatsız olurdu. Kendini ezik hissetmekten korkuyordu.

Gürkan'ın kapıyı açmasını bekledi ve kapının ardında kimin olduğunu merak etti. Aslında içten içe Sinem'in olmasını dilemişti.

"Gürkan merhaba. Müsait misin? Boyaya bakmaya geldim. Getirebilir misin?" Diye sordu birisi. Hande net bir şekilde göremiyordu ama kendinden büyük bir kadın sesi olduğunu anlamıştı.
"Gel, müsaitim" dedi Gürkan kapıyı sonuna kadar açıp.

"Ah misafirin mi vardı?" Diye sordu kadın.

"Evet. Geç sen bahçeye, ben hemen getiriyorum" dedi Gürkan. Gürkan merdivenleri çıkarken Hande de yanına gelen kadına gülümsedi. Kot tişörtlü, oldukça sade ama kaliteli olduğu belli olan tarzı vardı kadının.

"Merhaba canım" dedi kadın.

"Merhaba hoşgeldiniz" dedi Hande de.

"Sen de hoşgeldin. Gürkan'ın arkadaşı mısın? Seni pek görmemiştim de" diyince kadın, "evet. Yeni arkadaşıyım. O yüzden" dedi Hande gülümseyip.

"Öyle mi ne güzel" dedi kadın gülümseyerek.

"Fulya valla bende sadece kırmızı kalmış" dedi Gürkan merdivenlerden inip bahçeye doğru çıkarken.

"Bakmam lazım tonuna" diyip Gürkan'ın uzattığı boya şişesine baktı.

"Ay çok koyu bu Gürkan. Bordo gibi resmen" dedi sonra Hande'ye şişeyi gösterip "değil mi?" Dedi.

"Evet bordo denilebilir" dedi Hande de.

"Evet ya. Hayatım bu markadan sipariş verceğin zaman bana da söyler misin sana numaraları atayım istediğim." dedi Fulya dediği kadın Gürkan'ın.

ARDINDAKİ AŞKWhere stories live. Discover now