F

21 4 0
                                    

Gürcan arada başkalarıyla kısa ve alanı hakkında muhabbet ediyor, yada Hande'yi de içine kattığı arkadaş muhabbetleriyle zaman geçiriyordu. Hande bu konuda oldukça iyi yönetiyordu ortamı. Sorulan sorulara cevap veriyor, muhabbetlere uygun zamanda giriş yapıyor, gerektiği takdirde susuyordu.

Gürkan'dan gelen arama üzerine Gürcan telefonunu masanın altına çekti. Hande bu durumu görmüştü ama hiç sesini çıkarmadan yanındaki Gürcan'ı izledi.

"Affedersiniz" diyip masadan kalkınca Hande'nin merak kat sayısı gittikçe artmaya başladı.

Hande de masadan kalkıp ilerledi çıkışa doğru. Gürcan'ın "Gram akıl yok sende Gürkan. Yediğin bokları nasıl temizleyeceğiz hiçbir fikrim yok. " dediğini duydu. Kapının dibinde kalmış daha fazla ilerleyememişti fark edilir diye.

"Bak bu işin geri dönüşü yok. Her şeyi düşün. Daha kötüye gidecek her şey" dedi Gürcan. Hande bunun üzerine hızlıca geri yerine döndü. Çaktırmadan dinlediği telefon konuşmasından pek bir şey anlamamıştı.

Gürcan geri masaya döndüğünde bir şey çaktırmamaya çalıştı. Ama Hande bir yandan da deli gibi merak ediyordu. O yüzden zihni sürekli olarak nasıl öğrenebilirim diye plan yapıyordu.

"Otel bulmaya çalışırken şarjım bitti. Telefonunu kullanabilir miyim?" diye sordu hafifçe eğilip Hande.

"Boşuna inatlaşıyorsun küçük hanım" dedi Gürcan gülümseyerek.

"Peki tamam. Dediğin gibi olsun. " dedi Hande. O telefonu alması lazımdı. Oturduğu yerden başka bir fırsat kollamaya çalıştı. Düşünceleri yüzünden masadan soyutlanmıştı ama neyse ki kalkıyorlardı.

"Birer biraya ne dersin?" Diye sordu Hande. Gürcan ona ters bir bakış atınca "hiç bakma bana öyle." Dedi Hande ilerlerken.

"Nasıl bakmışım?" Diye sorunca Gürcan, Hande taklidini yaptı.

"Anlam veremediğim içindir" diyince Gürcan, Hande de ters bir bakış attı.

"Kaç saattir Gürkan'a ulaşamıyorum. Ve şimdi de telefonum kapandı. Sana bakılırsa her şey yolunda gibi de gözükmüyor" dedi Hande duraksayıp.

"Yolunda denilenilir bir kaç pürüz dışında" dedi Gürcan.

"O iyi mi?" Diye sordu Hande. "Ne halde olduğunu bilmediğim için aklım onda sürekli"

"Bir belayla uğraşıyor işte. Bu kadarını bilsen yeter. Çok güzel bir yer biliyorum oraya gidelim. Birer bira içer kalkarız geç olmadan" diyince Gürcan, Hande kafasını salladı.

Neler döndüğünü merak ediyordu. Zor zamanlarında da destek olmalıydı. Ama Gürkan direk iletişimi kesmişti. Bu durumda Hande daha çok öfkelenmişti. Başı ne kadar büyük bir belada olsa da Gürcan ile bildireceği bir cümle ona yeterdi. Fazla mı bencilceydi bu düşüncesi?

"Hadi Hande" diyip sırtına dokundu Gürcan.

Hande düşünceleri kenarıya itip tanıdık gelen sokakta ilerlemeye başladı. Çok özlemişti burayı. Arkadaşlarıyla geçirdiği vakitleri, babasıyla oturduğu bu çimleri...

"İşte burası. Benim en çok takıldığım yerdi eskiden" dedi Gürcan. Hande gülümseyerek karşılık verdi.

Beraber içeriye girdiklerinde "Gürcan benim bi arkadaşımı aramam lazım. Telefonunu kullanabilir miyim?" Dedi Hande.

"Kimi arayacaksın?" Diye sorunca Gürcan, "Birkan'ı. Önemli bir şey konuşurken yarım kaldı. Şimdi de burda takılacağız. Fazla geç olmadan haber vereyim" Dedi.

ARDINDAKİ AŞKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin