7

14 2 0
                                    

Hande, gözlerini açtığında nerde olduğunu algılaması epey uzun sürdü. Gözleri etrafta gezinirken bir şeylerin yalnış olduğunu fark etmesiyle yataktan doğruldu. Arkasında birisinin olduğunu fark ediyordu ama etrafın bu halde olmasına anlam veremediği için dönüp bakmaya cesaret edemiyordu. Çünkü biliyordu ki arkasında duran kişi Gürkan'dı.

Başı deli gibi ağrıyordu. İki eliyle başını sıkıp derin bir nefes aldı ve arkasında duran kişiye doğru başını çevirdi.

Gürkan, fanusun yanındaki koltukta oturmuş, ona doğru bakıyordu.
"Burda ne oldu?" Diye sordu. "Ben mi dağıttım böyle?" Diye sordu Hande. Her yer dağılmıştı. Yerlerde kıyafetler, çarşaflar, balık yemleri, abajürün üç parçaya ayrılmış hali, telefon kabı ve ayakkabılar vardı.

Hande böyle bir delilik yaptım mı gerçekten diye düşündü ama beyninde tek bir anı bile yoktu.
Gürkan cevap vermeyince bir an onun da yapmış olabileceğini düşündü. Eğer öğrendiyse diye... Abisiyle yaşadıklarını anlatma ihtimali olduğunu da düşününce terlemeye başlamıştı.

"Dün gece kendime bir söz verdim." Dedi Gürkan etkileyici bir ses tonuyla.

"Ne sözü" diye araya girdi Hande. Çok korkmuştu Gürkan böyle diyince. Aklına gelen ikinci seçenek daha yüksek ihtimal gibi gelmişti ona bu cümleden sonra.

"Dün geceyi unutacağım" dedi Gürkan.

"Ben... biz ne konuştuk ben... ben gerçekten hatırlamıyorum Gürkan" dedi Hande saçlarını geriye doğru atıp.

"Hatırlamaman daha iyi zaten" diyince Gürkan, terleyen alnını elinin tersiyle sildi.
Gürkan çok ciddi bakıyordu. Kesinlikle ikinci seçenek diye tekrar aklından geçirdi.

"Gürkan" dedi Hande. "Ben..."

Hande boğazını tutunca Gürkan yanındaki sürahiden su doldurup ona uzattı. "Kendini yorma konuşarak. Çok fazla bağırarak ağladığın için boğazın yıpranmış olabilir"

Hande titreyen eliyle bardağa uzandı. Hatırlamamak çok kötüydü.
"Ben dün gece ne dediğimi ne yaptığımı bilmediğim için şuan sana bir şey söyleyemiyorum ve ben nasıl davranacağımı bilmiyorum şu anda" dedi Hande ani bir cesaret patlamasıyla. Öğrenemezse çatlardı. Kötü bir şeyin olma ihtimali, gerçekleşmesinden daha zor bir durumdu Hande için. Çünkü belirsizliği hiç sevmezdi.

"Nasıl istersen öyle davranabilirsin" dedi Gürkan. "İçinden geleni yap. Her zamanki gibi"
Demesiyle Hande iyice ikna oldu Gürcan ile yaşanılanları anlattığına.

Gelen ayak seslerine merak kesildi ve kapıya yaklaşan kişinin kim olduğunu görmek için gözlerini hiç ayırmadan baktı.

"Gürkan, Gürcan'a ulaşamıyorum. Beni çıkarken bırakabilir misin?" Dedi bir kadın. Hande bu kadının kim olduğunu merak etmişti. Çünkü odanın dağınıklığına hiç odaklanmamıştı. Belli ki daha önceden her şeyi görmüş, Hande'nin de kim olduğunu biliyordu.

"Bırakırım." Dedi Gürkan.

"Hadi kahvaltı hazırladım. Yapalım da çıkalım o zaman bir an önce. Aklım onda kaldı" dedi.

"Anne iştedir. Ameliyattadır" demesiyle Gürkan, Hande annesi olduğunu anlayınca kendini toparlayıp ayağa kalktı.

"Ben gideyim artık" Dedi yatağı toparlamaya çalışıp.

"Hande bırak sen burayı. Biz hallederiz. Aşağıya gel" dedi annesi kapıdan ve tekrar merdivenleri inmeye başladı.

"Annenin burda olduğunu bilerek beni buraya mı getirdin gerçekten" dedi Hande utangaç bir tavırla.

ARDINDAKİ AŞKWo Geschichten leben. Entdecke jetzt