✧ 3 Final 6 ✧

374 39 106
                                    

Gururla söylüyorum medyadaki videoyu ben yaptım. Xd

Yazım yanlışı varsa söyleyin kontrol etmedim çünkü.

"Yuqi! Kartondaki malzemeleri raflara yerleştir. Daha kaç defa söyleyeceğim?"

Duyduğum sesle göz devirerek, dikkatle baktığım kitaptan başımı kaldırdım. Her işi ben yapıyordum neredeyse, şu patronlar çalışmaz mantığını kim uydurduysa bularak acısını fena çıkarmak istiyordum.

"Yuqi!"

"Geliyorum!"

Yataktan kalkarak üzerime ceket aldım ve odadan çıktım. Maalesef hayat üniversiteye gitmekle bitmiyordu. Geçinmek zordu, özellikle de tek başına yaşayan biri için...

Apartlar çok pahalı olduğu için çalıştığım marketle anlaşma yapmıştım. Arka odada ben kalıyordum onlar da maașımdan kesiyorlardı. Neyse ki faturalar patronun üzerindeydi. Öğrenci olmak hiçbir zaman kolay bir şey değildi. Üniversiteye gitsen de öyle, doktora yapsan da. Bir şekilde hayatın yorucu temposu seni de kendisiyle birlikte götürüyor ve yıpranmana sebep oluyordu.

Tam da o an, aklıma gelen Miyeon ile gülümsemiștim. Neyse ki o şanslıydı. Üniversitesi biter bitmez yurt dışında işe başlamıştı. Shuhua evlenmişti. Evlenme ihtimali en düşük olan kişinin evlenmesi hala garibime gidiyordu. Neyse, en azından kocasıyla mutludur. Bildiğim kadarıyla iki yaşında da çocukları vardı.

Hayal edince yüzümde tatlı bir gülümseme oluşmuştu. Soojin ise modelliğe başvurmuştu. Gerçi, lisedeyken de taş gibi kızdı.

Ağır adımlarla kutulara doğru ilerledim ve kucağıma almak için uzanarak kaldırmaya çalıştım. Ancak böyle bir cüssede bu tarz işler kolay olmuyordu. Yine de nasıl oldu bilmiyorum ama başarılı olmuştum. Çünkü biri arkamdaydı ve ellerimin üzerine ellerini yerleştirerek, kutuyu kaldırma konusunda bana yardım etmişti.

O an korkarak elimi çekmek istediğimde, karton kutu ayağıma düşmüştü. Acıyla yere eğildiğimde, karşıma geçerek telaşlı bir şekilde elini ayaklarıma uzatmıştı. Bu eller, tanıdığım birinin ellerine çok benziyordu. Zaten başımı kaldırdığımda, az önce düşündüğüm kişinin ta kendisi olduğuna şahit olmuştum.

Lucas tam karşımdaydı. Bu Lucas'tı, o olmalıydı. Hayal mi görüyordum?

"Kimsin sen?"

"Beni nasıl tanımazsın? Kırıldım."

Gülümseyerek ellerini kalbine koydu ve bakışlarını yüzüme doğrulttu. Eskisinden çok daha yakışıklıydı.

"Sen neden..."

Liseden sonra ailesiyle birlikte yurt dışına göç etmişlerdi. Yaklaşık dört yıl olmuştu. Ancak hala onu gördüğümde gözlerimi ondan ayıramıyordum.

"Belini ağrıtacaksın, ben yaparım."

Önümdeki kutuyu almış ve dökülen malzemeleri içine koymaya başlamıştı. Bu çocuk neden gittikçe daha çok yakışıklı oluyordu ki?

"Neden geldin?"

"Okula burada devam edeceğim. Tekrar dönmek istemiyorum."

Giderken bana iki yıl sonra döneceğim demişti. Ancak dört yıl sonra geri dönmüş olması beni huzursuz hissettirmiști. Belki de beni unutmuştu veya hayatında başka biri vardı. Bu ihtimaller beni gererken, doğruldum ve eline aldığı malzemeleri alarak kutuya attım ve ayağa kalktım.

"Neden hiçbir mesajıma cevap vermedin?"

Lucas da benim gibi ayağa kalkmıştı. Keşke kalkmasaydı. Kısa bir an ne kadar uzun olduğunu unutmuştum.

BEAUTIFUL ✧ LuQiWhere stories live. Discover now