✧ 3.0 ✧

281 34 46
                                    

Küçük bir masaydı ve oldukça salaş olan kıyafetlerimle masanın başında oturuyordum. Bu çok garipti. Ne kadar içersem içeyim hiçbir gariplik yoktu. Gayet normaldim ve her şeyi net görüyordum. Halbuki internette arattığımda en ağır içki olduğunu anlatan yazılar vardı.

Başımı kaldırdığımda, gördüğüm ilk kişi dudaklarını büzmüș bir şekilde etrafı inceleyen Shuhua olmuştu. Onu bu halde görmek üzüyordu. Bana her konuda yardımcı oluyordu ama onun bu sorununa elimden gelen hiçbir şey yoktu. Ona çok kez ders anlatmıştım ama öyle çabuk unutuyordu ki sınavlarda yine berbat bir sonuç elde ediyordu.

Shuhua'nın hemen karşısında oturan Soojin ise başını masaya yatırmıştı. Muhtemelen uyuyakalmıştı. Aslında Soojin bize bakarak umursamaz bir yapıya sahipti. Daha çok yemek yapmayı seven, aynı zamanda güzellik konusunda aramızda en çok bilgili olan kişiydi. Bu konuda onu çok kıskanıyordum. En azından iyi olduğu alanlar vardı.

Benim ise iyi olduğumu düşündüğüm tek şey derslerdi. Tam anlamıyla hedefim bile yoktu. Bu durumda olmak garip hissediyordu. Sanki ders çalışırsam her şey yoluna girecekti ancak değişen bir şey olmadığının farkındaydım. Mutlu olacağını düşündüğün ve istediğin bir meslek olmadığı sürece bütün bu çabalar boş gibi geliyordu.

Sanki koca bir denizin ortasındaydım ve boşa kürek çekiyordum.

En sonunda derin bir iç çekerek kafamı yanımda duran Lucas'a çevirdim. Gözleri kapalı bir şekilde arkasına yaslanmıştı ve kollarını önünde bağlamıştı. Çok yakışıklıydı. Ona böyle bakıyor olmak hemen aramızda bir şeyler olması isteğimi daha çok arttırıyordu.

Neyse, en azından bizi buraya getirdiği için ilk öpücüğümü onda kullanacaktım. Sanırım bu içkinin etkisi insanı daha çok utanmaz yapmaktı. Böyle şeyler düşünüyordum ve bu durumu aklım da kalbim de onaylıyordu.

Zaten Lucas'tan sonra benden geriye ne kalmıştı ki? Bir gülüşü ile sahip olduğum her şeye sahip oluyordu. Bu çok bencilceydi.

"Lucas? Uyuyor musun?"

Yeni yeni başım dönmeye başlarken, başımı sabit tutmaya çalışarak Lucas'a bakıyordum.

"Cidden uyuyor musun?"

Derin bir nefes aldım ve göz kapaklarımı yarıya indirerek başımı Lucas'ın omuzuna koydum. Uykum vardı ama aklımdaki düşünceler uyumamı engelliyordu.

"Lucas, sen zengin misin? Böyle yerleri nereden buluyorsun?"

Lucas cevap vermiyordu. Gerçekten uyuyordu sanırım. Bir süre sonra üşüdüğümü hissederek, başımı kaldırdım ve Lucas'ın önünde bağladığı kollarını çözdüm.

"Kalk hadi üşüdüm ben."

Uyandırmak istiyordum ancak sesim oldukça kısıktı. Belki de çok güzel uyuduğu için uyandırmak istemiyordum. İçki içtiğimden dolayı mı emin değildim ancak hislerim karmakarışıktı.

En sonunda boynuna kadar çektiği montunun fermuarına uzandım ve sessiz olmaya çalışarak aşağı doğru indirmeye başladım. Ancak elimi tutan el bunu engellemişti. Lucas gözlerini açmıştı ve bana bakıyordu.

"Ne yapıyorsun?"

"Üşüdüm."

"Böyle şeyler yapmamalısın." 

"Biraz ısındıktan sonra çekileceğim merak etme."

"O yüzden değil..."

Kaşlarımı çattığımı fark ettiğinde susmuştu. O yüzden elini kenara iterek fermuarının tamamını indirdim ve montunun altına geçerek kollarımı beline sardım. Sıcak bir bedeni vardı. Bu yüzden bulunduğum bu durumdan oldukça memnundum.

"Sakın üzerime kusma."

"Tamam."

O da kollarını üzerime sardığında, daha sıcak olmuştu. Bana göre oldukça geniş omuzları vardı. Bu daha hoşuma gitmişti ancak nedensizce kalbim ağzımda atıyor gibi hissediyordum.

"Lucas, çok içtim sanırım."

"Neden?"

"Kalbim ağzımda atıyor. İçki içince böyle mi oluyor?"

Birden yaslandığı koltuktan doğruluğunda, rahatımın bozulmuş olmasıyla kaşlarımı çatmış ve Lucas'a doğru başımı kaldırmıştım.

"Hadi gidelim artık. Arkadaşların da bitkin görünüyor."

"Olmaz, ben burada kalacağım. Ayrıca bugün öpecektim ben seni. Gel hadi."

Gülümseyerek kollarımı boynuna sardığımda beni geri itmişti.

"Hangimizin sapık olduğu konusunda şüphelenmeye başlıyorum."

"O zaman bir sonraki içtiğimde öpeceğim. Başka günler kalbim beni rahat bırakmıyor. En azından şimdi bu şey sayesinde daha rahat ve huzurlu hissediyorum."

Lucas bir süre hareketsiz bir şekilde yüzüme bakmıştı.

"Rahatlatmıyor Yuqi. Huzurlu da hissettirmiyor. Ayrıca beraber kaldığımız o gün daha iyi hissetmemin sebebi de viski değildi, sendin."

"Öyle mi... peki."

Aptal gibi sırıtmıș ve tekrar Lucas'a sarılmıştım. Zaman geçtikçe söylenilenleri anlamak zorlamıştı ve daha çok uykum gelmişti. Konuşmak istemiyordum. Sadece bu şekilde beklemek istiyordum.

BEAUTIFUL ✧ LuQiWhere stories live. Discover now