16/İyiyim

939 125 56
                                    

Bugün 2 bölüm atmak istedim, zaten kitap o kadar uzun olmayacak. Birkaç bölüm hazırda bekliyor.

Medyayı dinlemenizi öneririm 😊

Medyayı dinlemenizi öneririm 😊

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

İyi okumalar 💜💜

××××××

Neyse ne işte, küskünüm küçüğüme. Tripliyim dünden beri. Yüzüne dahi bakmadığım için dibimden ayrılmıyor, sürekli gözlerime değmek istiyor. İtmek istiyorum onu, uzaklara. Yapamıyorum, ne olursa olsun gitmez zaten.

Öte yandan evin inşaatı başladı bile, onun istediği yere yatak odamızı yaptırıyorum, tabi inşaat 1 yıldan fazla sürebilirmiş. Yani, eğer iyileşmezse beraber kalamayacağız.

"Jungkook, konuşabilir miyiz?" Okuduğum gazeteden çektiğim bakışlarımı Jin'e çevirdim. Jimin odada yoktu, ne ara gitti?

"Gel." Gazeteyi katlayıp kenara koydum. Pek mutluydu gözleri, iyi bir haber bekledim.

"Jimin hakkında konuşmak istiyorum. O iyileşiyor." Ellerimi koltuğumun iki yanına koyup nefes almayı denedim. Bir umut vardı demek ki, yaşayabilirdi.

Benim küçüğüm iyileşiyordu, hayatta kalmaya çalışıyordu.

"Onu üzmemen gerekir, bir travma yüzünden bu halde olduğunu düşünüyorum. Bir kez daha yaşarsa bu sefer asla kurtulamaz." Oturduğum yerden kalkıp koşa koşa boynuna sarıldım. Mutluluğumu kimseler elimden alamazdı. Sanki dünyalar benim oldu, daha ne isterdim ki?

Ondan başka ne dileğim vardı?

"Teşekkür ederim." Fısıldadım, son nefesimi veriyormuş gibi. "Sana minnettarım." Saçlarımı okşayıp omzumdan ittirdi. Göz göze geldiğimiz o an bir ailemin olduğunu yeni yeni anladım.

"Şimdi git ve onunla zaman geçir. Ofisinde çilek yiyor." Çalışma odamda ne işi vardı ki onun?

Kafamla onaylayıp üst kata çıktım. Kapı hafiften aralıktı, arkası dönük olduğu için yüzünü göremedim. Yavaş adımlarla yanına gittim. Döner koltuğuma oturmuş, elinde çilekle birlikte laviniama bakıyordu.

Ne düşünüyordu acaba? Biliyor muydu iyileştiğini?

"Lavinia." Dedi bitkin sesiyle. Adımlarımı durdurup kafamı yana yatırdım. Ne kadar da güzel duruyordu koltuğumda. Üstelik dışarısı bembeyazdı, camıma çarpan büyük nar ağacının beyaz dalları ortama sıcaklık katıyordu.

Tabiri caizse yeniden doğduğumu hissettim. Bu hayatımızın ilk günüydü.

İlk kışımızdı.

Yani diğer kasvetli kışı saymak dahi istemedim.

"Bana neden kızdı ki? Uzun süredir öpmüyor da." Gülümseyip boğazımı temizledim. Tuttuğu çilek tabağı bir anda yerle buluştu. İstemeden ürküttüm küçüğümü. Aralanan kalın dudaklarına işaret parmağını götürüp kaşlarını kaldırdı.

Doctor 'JikookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin