8/Karanfil

1.5K 198 56
                                    


Unuttu; babasının öldüğünü, hıçkıra hıçkıra ağladığını, düne ait her kötü şeyi silip attı aklından. Ben de konusunu açmadım.

Düne dair hatırladığı tek şey ona sımsıkı sarılıp uyuya kaldığımdı. Belki de hayatımda ilk defa aralıksız uykunun pençesine attım kendimi. Jimin sayesinde.

"Bay Jeon." Odama izinsiz giren Jimin tüm dengemi sarstı. Doktorlukla ilgili bitirmek üzere olduğum kitabı alale acele çekmeceye tıkıştırdım.

Jimin yüzünden benliğimi kaybettim. Sanki yapabilecekmişim gibi doktorluk derslerine yazıldım. Her ne kadar kitaplar yeterli gelse de öğrenmem için önümde birkaç sene daha vardı.

Kim bilir belki de Jimin gerçek mesleğimi öğrenip beni terk ederdi. Düşünmek dahi istemedim.

"Bugün lavinianızı suladınız mı?" Arkasına sakladığı su dolu şişeyi gülümseyerek laviniamın yanına götürdü. Sadece onu izledim. Ne çiçekleri sularken kapanmak bilmeyen ağzını açtı ne de yan gözle bana baktı. Öylece çiçeklerimle ilgilendi, çoktan solmuş olanlarla bile.

"Onu atacağım Bay Park, ölmüş." Kaşlarını çatıp sanki yanlış bir şey demişim gibi lanetledi beni. Bakışları altında ezildiğimi hissettiğim her dakika elim yakama gitti. Garip bir şekilde üzerimde bıraktığı etki bir parfüm kadar güçlüydü.

Tam unuttum derken burnuma doluyordu kokusu.

"Belki yaşar Bay Jeon. Baksanıza henüz yeşermek üzere olanları görmüyor musunuz?" Buradan nasıl görebilirdim ki?

"Yine de çiçek öldü Bay Park." Dedim ister istemez sesimi yükseltirken. O ise inatla ölmüş çiçeği yaşatmaya çalıştı. Bazen inatçılığı sinirimi bozabiliyordu.

Ve o nadir anlardan birisini yaşıyordum şu an. Çiçeği saksısıyla birlikte tutup masamın altındaki küçük çöp kutusuna attım. Birkaç toprak parçası etrafa saçıldı.

"Ne yapıyorsunuz?" Yarıladığı su şişesi elinden düştüğü sırada odadan çıkmak için hamle yaptım lakin durdurdu. Sözleri dahi bazen ağır geliyordu kalbime.

Taşıyamayacağımı hissettiğim yüklerin altında can çekişe çekişe yaşamayı denesem de olmadı.

Diliyle dövdü kalbimi.

"Hasta yatağında ölmek üzere olan hastalarınıza böyle mi yapıyorsunuz Bay Jeon? Onları yarı yolda mı bırakıyorsunuz?"

Öldürüyorum küçüğüm.

Öyle çok öldürdüm ki, seni yaşatmak benim için fazlasıyla zor.

Olsun laviniam var yanımda, sen gibi kokan.

Bana kızsan da sorun değil, unutuyorsun zaten.

"Evet." Diyerek odayı terk ettim. Ne çok terk ediyordum onu. Eğer hatırlasa nefret eder benden.

×××

1 hafta oldu, bu 1 haftada yeni bir aya girdik. Birbirimizle konuşmadık bile, suratıma bakmadı. Unutmadı, o ölmüş çiçek için güzel gözlerini sakındı benden.

Sevmiyor artık beni. İstemiyor; ona dokunmamı, sevmemi, yaklaşmamı.

Derbeder oluyorum peşinde de dönüp bakmıyor.

Onun yüzünden ikinci kitabımı bitirdim, kafamı dağıtmaya çalıştım. Bu fırsatı kullanıp derslere katıldım lakin çıkmadı aklımdan bir türlü. Onun güzel gözleri bana değmedikçe nefret ettim kendimden.

Şimdi ise dersten çıkmış eve gidiyorum, kapıyı açmama ramak kaldı lakin kapının ardında sabırsızlıkla bekleyen Jimin'i göremeyeceğim için endişeliyim.

Doctor 'JikookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin