=||=
Jeon Jungkook'un büyükannesinin ona bıraktığı mirasa sahip olabilmesinin tek yolu, onun vasiyetini yerine getirererek çocukluk aşkı ile evlenmesidir. Ancak Jungkook, çocukluk aşkıyla ilgili büyük bir talihsizlikle karşı karşıya kalır.
=||=
...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
*******
Jungkook gideli iki saat olmuştu. Taehyung onu durdurmamıştı çünkü durduramayacağını biliyordu. Onu orada bırakıp gidişiyle ilgili kendisine haklılık payı bile çıkartamıyordu genç adam.
Kendi her ne kadar kırılmış olsa bile, sevdiği adamın karşısında nasıl un ufak olduğunu görmüştü. Tek bir sözüyle bile yıkılan bir insanın gidişinden mi gem vuracaktı bir de?
Hayır, zaman zaman şımarık ve despot olabilirdi ama kalpsiz veya gaddar değildi. İçten içe, Jungkook'un onu kırmamak için gittiğini çok iyi biliyordu aslında.
Bu dünya üzerinde hiç kimsenin inanamayacağı kadar ona inanıyor ve hiç kimsenin sevemeyeceği kadar seviyordu Jungkook'u.
Jimin'in söyledikleri gözünü döndürmemişti ve sevdiği adamdan şüphelendiği için de değildi bu tepkisi, çünkü gerçeği biliyordu. Ancak Taeyeon'dan bir türlü kurtulamadığı için kendine olan bütün sinirini, hak etmediği halde Jungkook'a yöneltmişti ve olan olmuştu işte.
Jimin, asla işler buraya kadar gelsin istememişti. O yalnızca en yakın arkadaşının, kuzeni tarafından kandırıldığını düşünüp bir anlık öfkesine yenilmişti. Taeyeon konusunda Jungkook'a hiçbir zaman inanmayacaktı çünkü kendisi dahil, büyük annesi bile Jungkook için Taeyeon'u bulmaya çalışmış ve öyle birine asla ulaşılamamıştı. "Taeyeon diye biri yok." Lafını duyduğu ilk kişiydi büyük annesinin avukatı. Buna rağmen kendisi de aramak istemiş, ama o da sonuçsuz kalmıştı.
"Lütfen, önce bana gerçeği söyle." Dedi Jimin ağlamaktan helak olan arkadaşına bakarken. Gözleri ve burnu kıpkırmızı kesilmişti ve kendine zorla koydurduğu birkaç shot tekilanın limonlarını parmakları arasında parçalarken iç çekiyordu.
"Onu seviyorum!" Diye bağırdı birden bire, kalan tek tük müşterilerin ona çevrilen gözlerini umursamadan.
Sahne aldığı bazı tiyatro oyunlarında, yeteneğinden dolayı sarhoş rolü verirlerdi ona. Bu işte ne kadar iyi olduğunu en iyi bilenlerdendi Jimin. Bu yüzden bunun bir rol olmadığını fark edebiliyordu. En azından Taehyung açısından.
"Farkındayım, benim asıl endişem Jungkook ve şu saçma sapan miras işi. Seni kullanmasına izin vermenin sebebi onu sevmen mi yalnızca?."
