=||=
Jeon Jungkook'un büyükannesinin ona bıraktığı mirasa sahip olabilmesinin tek yolu, onun vasiyetini yerine getirererek çocukluk aşkı ile evlenmesidir. Ancak Jungkook, çocukluk aşkıyla ilgili büyük bir talihsizlikle karşı karşıya kalır.
=||=
...
Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
*******
-JeonJungkook-
Ona kızgındım.
Tanrı şahit ki dolu gözlerinin güzelliğine dayanmak mümkün değildi ama ona feci kızgındım.
Taehyung ortalarda yokken prens bozuntusu gelip benim güzeller güzeli eşimin ondan oldukça müstehcen bir elektronik alet rica ederek ortadan kaybolduğunu söylemişti. Taehyung onun söylediği şeyi duyduğunda yanımdan sinirli bir ifadeyle ayrılmıştı ve sanırım Fransa'nın biricik prensi şu anda çatlak bir burun kemiğiyle dolaşıyordu. Zaten çirkin bir burnu vardı, her neyse. Umurumda olan bu değildi ancak eşimin terminatöre dönüşmüş olması konusunda endişelenmeli miydim bilmiyorum.
Gerçeği söylediğini bilmem gerekiyordu, başta kulağıma ne kadar absürt gelmiş olursa olsun Taehyung gerçekten de Sungjin ve Yoora'yı bularak onları dövmüştü. Ben ise bunu idrak etmede bir hayli zorluk çekmiştim.
Yemin ederim ki Phillippe'in söylediği, Taehyung'un kollarında sargılarla bir Bugatti sürerek gidip birilerini dövmesinden çok daha gerçekçi gelmişti bana.
Yani, hadi ama, Taehyung'dan bahsediyoruz? Biricik Yeontan'ımızı varile kapatan o orospu çocuğu kuzen bozuntularını dövdüğüm için korkup ağlayan Taehyung? Sesim yükseldiği an taptığım dudakları titreyerek aşağı doğru bükülen Taehyung? Benim duygusal, narin ve naif sevgilimden bahsediyorum evet, hani şu stres anlarında panik atağa sürüklenip, fazla üzüldüğü zamanlarda baygınlık geçiren?
Tanrım... Evet evet biliyorum. O kaçıktan her şey beklenirdi.
Düşünmem gereken pek çok şeyin arasında en çok endişelendiğim onun mental sağlığıydı çünkü Taehyung o ettiğimiz kavgadan beri kendinde değildi. Evet, ikimiz de psikolojik açıdan pek iyi değildik ama her şeyin üzerine bir de benim sağlık durumum etkilemişti onu. Yine de bu durum gidip kendini tehlikeye atmasını gerektirmiyordu. Ya Sungjin onu gafil avlayıp ona zarar verseydi? Ya o hızıyle ünlü arabayı kullanırken başı dönseydi? Düşünmek dahi istemiyorum.
Şimdi de karşımda, dolu gözlerini bana bıçak gibi saplayarak mızmız bir şekilde özürler diliyordu.
"Bir vibratörün üzerinde tepinmediğimi duyarsan daha iyi olursun sanmıştım. Kookie özür dilerim."
