Bölüm-55-| Benimsin..

12.4K 289 35
                                    

Merhabaa kuzuşlarııım:) İyisinizdir inşallah çünkü bu gün minik Belgin hastahaneden çıkıp, tamamen iyileşerek taburcu edildi:) O yüzden çok mutluyum açıkcası ben^^ Hazır sizlerin vote ve yorumları ile de motive edilmiş iken, bu morelle güzel bir bölüm yazılır dedim ve geçtim bilgisayarın başına:) Desteğinizi eksik etmediğiniz için, yanımda olarak bana destek olduğunuz için çok teşekkür ediyorum hepinize:) Vote verip, yorum yapan parmakcıklarınız dert görmesin canlarım:)

Bölüm'ü uzun zamandır aklımda olan fakat güzel ve içten yorumlarına bir türlü denk gelemediği için ithaf edemediğim okuyucuma gitsin:) Herbir yorumu mükemmel ve beni oldukca utandıran güzel sözler yer almakta kelimelerinde:)

@asnm Umarım ki beğenirsin canım benim^^


Keyifli okumalar dilerim hepinize. Beğenmeniz dileğiyle..

~

Güneş mi doğmaz gönül bahçeme şimdi? Gözlerine bakıncaya kadar yaşayamaz mıyım? Nefes almama engel olan nedir peki? Gözlerine bakmıyor oluşum mu, yoksa kalbimin bu denli hızlı atması mı sebep olan şey? Ben bilmiyorum cevabını.. hiçbir şey bilmiyorum dakikalardır. Hani nefes almayı unuttum derler ya bazen.. unuttum! Nefes almayı unuttum ben. Adım atmayı unuttum, konuşmayı unuttum yeni doğmuş bebek gibiyim.. ağlamak geçiyor içimden yapamıyorum. Bir engelde yok oysaki. Endişe.. korku, sersemliği tam anlamıyla yaşıyor gibiyim. Bir duygudur bırakmıyor beni. Böyle miğdemden başlayan kasılmalar sancılara dönüşerek tüm vücudumu sarıyor. İğne batırılıyormuş gibi.. acıyor! Sonra tüm iğneler bir yere toplanıyor. Düşünmeden kalbime saplanıyorlar.. bedenim, ruhum acıyor nafile! Kıpırdayamıyorum.. bacaklarım titriyor öyleki tutunduğum yerden elimi çeksem yere düşecekmişim gibi. Bir adım dahi atamıyorum, ki zaten kıpırdaya bilsem durduğum yerden koşacağım ona! Nefes alamıyorum, koşarken kalbim dursun umrum olmaz! Ona koşarken öleyim yeterki.. tam ayaklarının bittiği yerde gözlerim kapansın. Bundan daha güzel ölüm düşünemiyorum ben..

" Kerem! Ambulans çağır! Ambulans çağırsın ya birisi! Zeynep.. halacım aç gözlerini. Hadi bebeğim, aç gözlerini bak bana!"

Tuttuğum sabahtan beridir o bir damla süzülü veriyor yanağıma en sonunda. Bedenim titriyor, ellerim ayaklarım boşalıyor sanki. Annemle nurgül ablanın sesleri olduğunu tahmin ettiğim bağırışlar kulaklarımda uğuldaya başlamış iken, daha fazla onu kaybetme riskim artmamışken duracakmış gibi atan kalbimi umursamadan tek bir adım atmayı unutup koşarken buluyorum kendimi. Zaten kısa olan aramızdaki mesafeyi iki üç adımda kať ettiğimde dizlerimin üzerine çöküyorum, yere. Titreyen ellirim saçlarını buluyor hemen. Parmaklarım buz kesmiş olmasına rağmen buklelerinin arasına sığınıyorlar. Kapalı olan gözlerinde tane tane kipriklerinin arasından benbeyaz yüzü çekiyor dikkatimi. Canım yanıyorda bağıramıyormuşum gibi, kimseye söyleyemiyormuşum gibi yüzümü buruşturuyorum.

" Jale! Ke-kere-m.. ne oldu?! Zeynep.. ne oldu zeynep'e?!"


Bir süre daha güzel yüzünü incelememin ardından daha fazla dayanamayarak saçlarında gezinen parmaklarımı sırtından geçirip, diğer kolumu diz kapaklarının altından geçirerek kucağıma çekiyorum küçücük bedenini. Ayağa kalktığım gibi koşar adım kolidora çıkıp, sokak kapısını açarak merdivenleri iniyorum hızla. Ambulans gelene kadar- Hayır! İyi olacak! Yetişeceğiz hastahaneye! Yetişeceğim! İlerde duran arabamın yanına geldiğimde peşimden gelen annemleri umursamadan kapıyı açmaya çalışıyorum. İlk denemem başarısız olurken, sinirle elimden olmadan bağırıp, bir kez daha deniyorum açmayı. 2. denememin ardından 3. denememde kapıyı açarak yavaşca eğilip, zeynep'i sarsmadan arka koltuklara yerleştirmeye koyuluyorum. Eşorfman takımının altına, ayağında pufuduklarının olmaması dikkatimden kaçmasa bile çıplak ayaklarının hemen üşümemesi için üzerimde tişörtün üstüne giydiğim gömleği çıkararak çıplak ayaklarını kapatıyorum gömlekle.

+18 Aşk Engel Tanımaz...Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin