8.

21.2K 984 58
                                    

*Ben bölümleri yazarken hep multideki şarkıyı dinliyorum. Ve sizinde okurken kesinlikle dinlemenizi tavsiye ediyorum. Daha etkili oluyor. :)

"Bombanın düştüğü yerde Onur durmuştu. " diyen adını bilmediğim bir askerdi.

"Patlama olduktan sonra Onur'u bulamadık. "

Ne yapacağımı, ne diyeceğimi bilemez halde öylece kalmıştım. Selma teyze duyunca ağlaması daha da şiddetlenmişti. Etraf yaralı askerlerle dolu, bağırışlar, gözyaşları, gözlerdeki korku...

Şoka girmiş gibiydim. Gözlerimi her küçük haraketlenmeyi takip ediyordu ama hiçbir tepki veremiyordum.

"Gece!" diye bir bağırma sesi geldiğinde irkildim. Gözlerim beni çağıran Cengizi buldu hemen.

"Işık korkuyor, dışarı çıkın. Ama çok uzaklaşmayın. " dediğinde varlığını unuttuğum için suçlu hissetmeye başlayarak Işık'a döndüm. Küçük gözleri korkuyla bize bakıyordu.

"Tamam." diyerek hemen Işık'ın yanına gittim. Elinden tutarak dışarıya çıktığımızda derin bir nefes  aldım.

Korkuyordum, ben yine korkuyordum, çok korkuyordum... Yapabileceğim tek şey dua etmekti, içerideki askerler için ve Onur için.

Onur... Tanrım! Ölmüş müydü yani?! Eğer bomba durduğu yere düşmüşse hayatta kalması imkânsızdı.

Gözlerim dolmaya başlamıştı, yine. Ne kadar garipti, tanımadığım, ismini bile bilmediğim insanlar için gözyaşı döküyordum. Kanımdan, canımdan degillerdi ama vatanımdanlardı...

Onur'u hiç aklımdan çıkaramıyordum! Dün yanımdaydı, konuşmuştuk. Sonunda bana inanmaya başlıyordu. Hepsini geçtim, daha bir kaç gün önce hayatımı kurtarmıştı. Nasıl ölürdü?! Arkadaşlarını, Selma teyzeyi, bırakıp nasıl giderdi?

Onur'un arabada ailesi için söylediği bir cümle geldi sonra aklıma.

"Ölümden korkmuyorum, ama onların ölümüme çok üzüleceğini, paramparça olacaklarını bildiğim için daha dikkatli olmaya çalışıyorum. "

Ailesi...

Aileleleri...

Tam şu an ne oldu biliyor musunuz? Hayatımda ilk defa ailem olmadığı için şanslı hissettim. Ama sadece bir kaç saniye.

Saatler sonra Işıkla birlikte içeri girmiştik. Selma teyze hala ağlıyordu ama daha iyi gözüküyordu. Sürekli Mehmet ağabeyin odasına girip çıkıyor, ona yardım ediyordu.

Işıkla sessizce bir köşede oturmuş onları izliyorduk. Onuru aramak için askerler gruplara ayrılarak aramaya çıkmışlardı. İçeri her girdiklerinde Selma teyze heyecanla heyecanla onlara yaklaşıyordu. Ben umutla iyi bir haber bekliyorken verdikleri cevap hep aynıydı.

Yok.

Askerler kendi aralarında "eğer tam durduğu yer patlamışsa bedeni paramparça olup uçmuştur " dediklerinde gözlerim hayretle büyümüştü. Onur'dan bahsediyorlardı! Dün koşarak ölüme giden Onur'dan! Iki kez hayatımı kurtaran Onur! Bana her ne kadar kötü davranmış olsa bile ona her zaman minnetdardım ve içimde bir yerlerde hep saygı duyup, sevdim. Ama şimdi...şimdi o öldü.

SINIRWhere stories live. Discover now