41.

9.7K 570 48
                                    

Tam önümde...yerde...yatıyor...

Nefes alamıyorum...

Ellerimi haraket ettiremiyorum...

Gözlerimi yüzünden çekemiyorum.

Ben sadece şok içinde ona bakıyorum.

"Onur..." diye fısıltı dökülürken dudaklarımdan, ayaklarım beni daha fazla taşıyamamış ve ben yanına oturmuştum.

Zorlukla hissettiğim ellerim yüzünü buldu... Soğuktu... Ama bir ölü kadar değil...

"Onur...Onur lütfen..." ölmemiş olmasını dileyerek ellerim nabzını buldu.

Doğru mu hissettmiştim yoksa bu bana beynimin bir oyunu muydu, bilmiyorum. Ama nabzı atıyor gibiydi...

"Onur... Onur." diyerek ellerimle yüzüne yavaşça vurmaya başladım. Gözlerim neden bu halde olduğunu anlamak ister gibi bedenini süzmeye başladığında ayağından vurulduğunu ve her tarafın kana bulandığını gördüm. Elim korkuyla istemsizce ağzıma gitmişti.

Kim bilir ne zamandır buradaydı... Ne kadar kan kaybetmiştir... Ve bu soğukta...

Yarasına daha yakından bakmak için yüzümü çevirdiğim an öksürük sesi gelmişti kulağıma. Saniyede dolan gözlerimle birlikte hemen ona döndüm.

"Onur." dedim hafif yüksek çıkan sesimle. Gözlerini açıyordu!

Sabırla, sakince kendine gelmesini bekledim. Geçen sadece bir kaç saniyeydi ama bana saatler gibi geliyordu. Sonra...sadece bir kaç saniye sonra gözlerini kısarak zorla açtı ve ben sevdiğim adamın sadece rüyalarımda gördüğüm gözlerini aylar sonra tekrar gördüm...

"Onur..." dedim gözyaşlarımı düşmesine engel olamayarak. Kısık gözleri biraz daha açıldı ve kaşları çatılır gibi oldu.

"Öldüm...mü?" dedi ne dediğinin kendisi bile farkında olmadan.

"Hayır. Buradayım." dedim hızla. Dondu... Bir şey söyleyemedi ve sadece baktı.

"Gece?" dedi saniyeler sonra.

"Efendim?" dedim titreyen sesimle. Gözleri hala şaşkın bir şekilde bakıyordu bana.

"Sen...Buradasın..." dedi inanamayarak. Kafamı sallamaya başladım. Kalkmaya çalıştı ama yarası acımış olacak ki, acı bir inilti döküldü dudaklarından.

"Dur, yaralısın." diyerek panikleyip yarasına bakmaya başladım.

"Ağaca yaslanmama yardım eder misin?" dedi hızla. Kafamla onaylayarak dikelmesine ve yaslanmasına yardım ettim. Oturabilir vaziyete geldiği an kollarını bana doladı.

Garipdim... İyi miydim, kötü mü, bilmiyorum. Böyle bir anın içinde insan ne kadar mutlu olabilirse öyleydim...

Kalbim aylar sonra kalbine tekrar denk geldi ve aynı hızla atmaya başladı. Kafam uzun süre sonra eviymiş gibi olan göğsündeydi... Onun da kafası saçlarımın arasında dolaşıyordu...

Ve ben korkuyorum. Şimdi rüya bitecek ve ben kalkacağım diye çok korkuyorum.

Lütfen...lütfen rüya olmasın.

Sarılmamız bittikten sonra ne yapacağız, bizi neler bekliyor bilmiyorum, ama sırf şu anları yaşıyorum diye rüya olmasın, lütfen...

"Seni çok özledim..." dedi boğuk çıkan sesiyle.

"Ben de seni." dedim kollarımı daha sıkı sararak. Gözyaşlarım ise kendi halinde yavaşça akıyordu...

Saçlarıma küçük ve hızlı öpücükler kondurarak geri çekildi ve elleriyle yüzümü avuçlarının arasına aldı.

SINIRWhere stories live. Discover now