C15

733 107 156
                                    

Daichi anlamlandırmaya çalışıyordu. Ama bir şeyler oturmuyordu işte lanet olsun ki beceremiyordu. Çocuğun boynuna gömdü başını. Onu istiyordu yeniden. Ah hayır yeniden değil, o onu istemeyi hiçbir zaman bırakmamıştı ki...

Ancak Koushi kendini geri çekip gözlerine baktı sevdiğinin. Sonrasında gördüğü morluğun şokunu bile bastıran, kalbine bir ok gibi saplanacak cümleleri söyledi. "Bir daha yatağıma girersen yemin ederim şikayetçi olacağım. Sikini indirmek için başkasını kullansan iyi edersin. Ahaha Yui nasıl fikir, sonrasında çocuk da yaparsınız!" Son iki cümlesini her ne kadar bağırıp onu iterek söylemiş olsa da söylememesi gerektiğini sonradan fark etti. Durum bu değildi. Bunu söylemek istememişti, bu onun için kabus olurdu. Kaldı ki Daichi onu asla kullanmazdı.
Dudaklarından dökülen cümleler onu pişmanlığa boğdu. Hemen gözleri alev saçsa da çoktan dolmuş olan çocuğun koluna uzandı. "Daichi öyle demek istememi-" Hışımla kolunu çekip Suga'nın yatağa geri düşmesine sebep olan Daichi bu ithamdan nefret etmişti. Sandalyeye bıraktığı ceketini aldı ve hiçbir şey söylemeden kapıyı vurup çıktı. İlk kez Daichi, Suga'yı pişmanlıklarıyla baş başa bırakmıştı.

✨✨✨

Daichi -o sinirle önünde ne olduğuna bile bakmadan sürekli söylenerek de olsa- sonunda evine varmıştı. Gözyaşları ne zamandır akıyordu? Islak yanaklarına baktı girişteki aynada. Işık vurdukça parlıyorlardı. Hata yapmış olabilirdi, Suga'nın hayatında ne olup bittiğini anlatmadığı ve onunla ilgilenmediği için ondan ayrılmış olabilirdi ama asla onu kullanmamıştı. O onu hala kendinden çok severken ona bunu demesini yediremiyordu. O nasıl öğrenmişti unutmayı? Bakışlarında bir yabancı vardı artık. Öfkesine yenik düşmüştü belki ama yine de bu bir savunma olamazdı. Daichi bu kadarını hak etmemişti.

Suga, -kesintisiz 3 saattir- yatağında yüzüstü uzanmış ağlıyor, Ayumi ise ne olduğunu anlamlandıramasa da abisinin saçlarını okşuyordu. "Onii-chan anlatmayacak mısın?" Bıkkınlıkla sordu sonunda küçük kız. Abisi cevap vermese de umursamadı. Aklına gelen fikirle gülümsedi. "Hatırlıyor musun onii-chan, babam işe giderken bizi amcama bırakmıştı, 3 gün onda kalmıştık. amcam her bize vurduğunda da merhem sürme yarışması yapmıştık. 'Önce hangimizin acısı geçerse kremi süren kazanır' derdin. Hep ben kazanırdım, acısını tamamen geçiremiyordun onii-chan." Kıkırdayarak çekmecedeki kreme uzandı ve abisinin tişörtünü yukarı sıyırdı. Abisinin ağlaması daha da şiddetlenirken sırtına uzanmadan önce onay istedi. "Hadi geçenki için de, tıpkı geçmişteki gibi kazanmama izin ver."

Burada ufak bir not bırakacağım. Asla şiddet yanlısı biri olmadım, bu kurguya böyle kısımlar koymaktan da hoşnut değilim ama toplumda bunu yaşayan insanlar, çocuklar var. Zaten dövüyor demeyeceğim içim asla el vermeyecek. Bir tokat bile olmaması gerekirken dövme olayına cidden gelemiyorum. Bu yüzden vurma olarak nitelendiriyorum ve bunu işliyorum, uzun süre dövme durumu olarak değil. Dövmek yok.
Sizler zaten bilinçlisiniz ama ben yine de buna dikkat çekmek istediğimden eleştirdiğim bir konuda kurgu yazıyorum. Umarım beni anlarsınız, olayları düzelteceğim ve açıklığa kavuşacak, isteğinize göre hemen final vermeden birkaç özel bölüm de yapabilirim. Daha finale var gerçi ama. Taslaklarımda fluff iwaoi de var bundan sonra ona geçeceğim. Bu şiddet konusunda umarım vermek istediğim mesajı da kendimi de iyice izah edebilmişimdir. İyi okumalar sizi seviyorum.❤️

Not2: Suga'nın sırtındaki ve Ayumi'nin kollarındaki morlukların eser sahibini öğrenmiş oldunuz, tahmin ettiğiniz gibi. Son paragrafta anlaşılmamışsa diye eklemek istiyorum. Suga kardeşini memnun etmek ve bir miktar da olsa güldürmek için acısı geçmese de geçirebildin demiş geçmişte. Küçük kızın canının acısı geçmedikçe acı geçirme işini onun kadar iyi yapamadığını bu yüzden hep onun kazandığını söylemiş. Bu noktada kardeşi küçük olduğu için de durumun cidden bu olduğuna inanıyor. :")

ᴅᴀɴᴄᴇ ᴍᴇ ᴛᴏ ᴛʜᴇ ᴇɴᴅ ᴏғ ʟᴏᴠᴇ π ᴅᴀɪsᴜɢᴀWo Geschichten leben. Entdecke jetzt