SECRET AGENT (G&G)(Tamamlandı)

8

Michelle'in Ağzıyla

Plan kurmaya çalışırken kapının tıklatıldığını duydum. Gidip açtım. Karla'ydı. Kaşları çatık bir şekilde içeri girdi. Kapıyı kapattım. Arkasından ilerleyip sordum.

"Ne oldu?"

"Bu adam cidden iğrenç. Bana şimdi odasına çıkabileceğimizi ve güzel zaman geçirebileceğimizi söyledi. Bir de masum gibi söylüyor. Hiç görmesek o fotoğrafları inanacağız yani. Gerizekalı, pislik, iğrenç adam."

Kaşlarımı çattım. Ne demek odasına çıkabilirler? Bu adam kendini ne sanıyor. Birkaç dakika önce sevgilisi yanında olan birine bunları nasıl söylüyor? Şerefsiz. Şu adamın bu gece ipini çekmemiz lazım. Yoksa direk öldürürüm ben bunu.

"Şu akşam için plan ayarlayalım hadi." dedim.

"Önce o adamla ne konuştuğunuzu anlat." dedi. Az kalsın unutacaktım anlatmayı.

Kafa sallayıp anlatmaya başladım.

"İlk olarak ismi şahinmiş. Yani lakabı. Adımı biliyordu, seninkini de. Nerden bildiğini sorunca amirinin söylediğini söyledi."

Karla ağzını olabildiğince açtı. Gülüp çenesinden tutup yukarı doğru ittirerek kapattım.

"Evet ben de şaşırdım."

Elimi itip kaşlarını çattı.

"Devam et."

Kıkırdayıp devam ettim.

"Bu işin arkasında bu adamın değil başka birinin olduğunu düşündüğünü söyledi. Yani bu adam başka birine çalışıyor olabilirmiş. Çünkü bu kadar zeki biri değil diyor. Ben de açıkçası inandım adama. Niye onlarla çalıştığını sordum. Görevi olduğunu söyledi. Zaman kaybetmememizi sonra anlatacağını söyledi. Haklıydı ben de tamam dedim. Bize plan için yardım edeceğini de söyledi ve bunun arkasında başka biri olduğu için bütün ayrıntıları iyice incelememiz lazımmış. Bence adam kesinlikle çok haklı. Böyle görevlerde çok çalıştığı belli oluyor."

"Bu güzel oldu. İçerde bir iş arkadaşımızın olması işimize çok yarar. Şimdi plan nasıl olacak? Bunu düşünelim."

"Bence ilk olarak senin adamla yalnız kalman lazım." dedim istemeyerek. Adamın ne yapacağı belli olmuyor. Her şeyi yapabilir. O yüzden endişeleniyorum.

"Nasıl olacak o? Sadece ben mi gideceğim partiye?"

"Yok hayır. Adamın bizden şüphelenmemesi gerekiyor. Bence ben de geleyim. Sonra bir bahaneyle ben ayrılacağım. Sonra siz ikiniz kalacaksınız."

"Evet mantıklı. İşinin çıktığını söyleyebilirsin. Konuştuğumuz için şüphelenmez."

Kafa salladım. Haklıydı.

"Haklısın. Doğru. Öyle söyleyip giderim. Sen de adamla yakınlaşırsın. Ben de o sırada şahinin yardımıyla odaya çıkarım ve burda bana bir şekilde adamın oda kartını ulaştırman lazım. Bir şekilde adamdan alabilir misin?"

Birkaç saniye yere bakarak düşündü. Sonra kafasını hızla kaldırıp elini şıklattı.

"Buldum. Tamam. Ben alıp lavaboya giderim. Sen de orda olursun, sana veririm. Olur mu?"

Gülümseyerek kafa salladım. Bu akıllıcaydı. Ama nasıl alacak ki?

"Olur da nasıl alacaksın?"

"Meslek sırrı." deyip omuz silkti. Tatlı olabileceğini düşündüm bir an. Ta ki konuşana kadar.

"Yani senin gibi bir öküz anlayamaz. O yüzden boşver."