8: ghostin

4.1K 407 445
                                    

çok anlayışlıydın, çok iyiydinve seni olması gerekenden fazla zorluyorum. kendimden nefret ediyorum çünkü bunu istemiyorsun. canını yaktığımı kabul ediyorum.

...

Yeni bölüm, 130 oy ve 200 yorumu geçince gelecektir. Bölümün sonundaki notu okumayı unutmayın aşklarım.

...

"Seojoon, bu borcu nasıl kapatacağız biz?"

Saçlarını yukarıdan topuz yapmış, bakımlı güzel kadının telaşlı sesiyle; elleri çenesinde, gözleri etrafta hızlı bir şekilde gezerken kafasını toparlamaya çalışan adam güçlü bir soluğu çekerek sinirlenmeden duramamıştı.

"Nereden bilebilirim, Minhee?" diye sert bir sesle söylendi, lüks salonun ortasında bir ileri bir geri durmadan hareket ediyordu ve davranışları yüzünden koltukta korkulu gözleriyle onu izleyen kadını daha da ürkütüyordu. "Onlara biraz daha zaman vermelerini söylemiştim ve kabul de etmişlerdi, lakin bugün aniden şirkete gelip tehdit ettiler resmen."

"Ne yani batacak mıyız?" Kadının yüzü kireç kesilip kocasının sıkıntılı ifadesine düşünce, sorusunu içinden cevaplayabilmişti pek tabi. 'Evet, kesinlikle batacağız.'

Park Seojoon düzensiz solukları ve daralıp duran göğsündeki korkuyla ne yapacağını zerre hesaplayamazken o an, sonunda patlak vererek hırlar vaziyette eğilmiş, sehpanın üzerindeki şatafatlı altın şamdanla dekorları elinin tersiyle yere düşürüp kırmıştı. 

"İflas edemem!" diye haykırdı, kadın kocasının gözlerindeki ateş yüzünden adeta sıçramış ve koltukta biraz daha yerine sinmişti. "Yıllardır şirket için didinip duruyorum, koskoca Park'ların bir ihalenin altından kalkamayıp kara paraya düştüğü haberinin sızdığını düşünsene?" Güldü, gözleri dört dönüyordu ve çıldırmış gibi görünüyordu. "İtibarımız mahvolur. Şirketi kaybedemeyiz, tanrı aşkına şirketi kaybedemeyiz!"

Minhee, Seojoon'a bakarken elinde olmadan yutkundu. Kocası çatılı kaşları, mahkeme duvarını andıran sinirli suratıyla cidden korkutucu görünüyordu ve zaten iflas etme durumu kendisinin tüm alarmlarını bozup nefesini keserken, biraz daha gerilmeden edemiyordu. 

"Jimin." dedi, sesi oldukça kısıktı ve şakaklarını ovarken son umut aklına sadece bunu getirebilmişti. Seojoon kaşlarını çattı ve kadının bayıldı bayılacak duruşuna katlanamıyor gibi öfkeli bir iç çekti.

"Ne saçmalıyorsun?" demişti. Göğsünün hiddetle inip kalkması, sehpanın üzerinde vazolardan birinin kırılıp elini kesmesi sonucu hiçbir acıyı hissetmiyor duruşu gösteriyordu, kafası bozulmuştu. Kadın alnını ovuşturdu ve kocasının ifadesiz sildiği kanlı eline baktı.

Bloodline | yoonmin ✔️Where stories live. Discover now