2: 7 rings

5.1K 527 687
                                    


...

Jimin

İnsanlar değişir. Övünmek gibi olmasın ama, bazen benim gibi feci seksi derece de değişirler.

Tatlı bir çocuktum, iyimserdim; sevginin her şeyi tamir edeceğine inanır, sektörde yerimi sarsmamak için skandal çıkmasın diye olabildiğince beladan kaçardım ve kesinlikle çabuk kanan, hızlı da affeden bir yapım vardı. Çevremdekilere karşı şımarıp ilgi almayı da severdim. Salak bir saf sataydım özetle. 

Lakin hepimiz bir gün hayatımızda bizi değiştirecek tekmeyi yeriz.

İtiraf ediyorum ki, Yoongi gözümde hayatımın aşkıydı, aynı o aptal dizilerdeki aptal başrolün aptalca sarf ettiği lafları düşünüyordum. Yoongi havalıydı, sert ve ciddi tavrıyla kimsenin ona karşı gelememesine neden olurdu ve birçok durum karşısında soğukkanlılığını kaybetmezdi. Üstelik çok ateşliydi, felaket derece sizi kendine çekebilen bir yapısı vardı ve siz mayhoşca onun dünyasına girdiniz mi bir daha çıkamıyordunuz. 

Ona aşık olmuştum, hemde ölürcesine aşık olmuştum. Onunda bana olduğunu düşünüyordum. Birbirimizden zıt karakterlerimiz vardı ama bir ilişkiye başladığımız tamamen kendi etkilerimizle zincirlemiştik kendimizi. Yoongi yıllardır yaşadığı hayat tarzı yüzünden soğukluğunu hiç düşürmezdi, ama yalnız kaldığımızda kedi gibi boynuma sokulduğu anları biliyordum. Aynı şekilde, o da her zorluğun altından kalkarken nasıl güçlü duracağımı öğretmişti bana. Zıt lakin birdik biz. Birbirimizi sevdiğimiz sürece her şeyi aşabileceğimize inanmıştım.

Salaktım.

Yoongi'yle birbirimizi sevdiğimizi bildiğimi söylemiştim, çok güzel anlarımız vardı. Benim ilklerimin sahibi değildi, böyle bir durum komik olurdu ama ben sonlarımın hepsini ona vermeyi düşlüyordum. O zamanlar gerçekten iyimser bir yapım vardı benim, bunları düşünmek bile aynanın karşısına geçip aptal diye bağırtacak bana.

Çok kavga ederdik, çok birbirimize bağırır, çok fazla tartışır ve hıncımızı çıkarabilmek içinde çok fazla sevişirdik. Medyaya kendimizi açıklamadan bir yıl önceden sevgili olmuştuk çoktan. Sevgili olduğumuz ilk zamanlarda bu durumları çok yaşamadık, Yoongi üstüme titriyordu. Ama birlikte yaşamaya başladığımızda tüm farklılıklar şak diye yüzüme çarpılmıştı. Ben A desem, o B derdi; ben dağınıklığı sevmem, o daha rahat saçardı tüm her şeyini; ben istediğim yemeği yaparım, o beğenmez tekrar yapardı; ben nazlanmayı sever, o tribe katlanamazdı; ben çok konuşurken susmaz, o fazla dırdırdan nefret ederdi. 

İkimizinde yoğun bir hayatı vardı; ben oradan oraya performanslarım için provalar yapar, şarkılar çıkarırken stüdyolarda yatar, ses eğitmenim yüzlerce çalışamalar sonucu bir yerlerde bile uyuyakalır, netizenlerden iyi bir not alabilmek için deli gibi çalışırdım. Yoongi'de aşırı derece de antreman yapıyordu, sabahleyin 5 de koşuyor, bir saat spor salonuna gidiyor, ring tarihleri yaklaştığında bir gün bile birbirimizin yüzünü göremiyorduk çünkü o gece gündüz boks yapıyordu. 

Hayatımız zordu ve onca şeyin içinde birçok kavga etmek beni yıpratsa da, olsun diyordum, kavga ediyoruz ama yine üstüme titremeye devam ediyor. İkimizde taviz vermeye yenilmiyorduk ama biz ortayı yakalayabiliriz, demiştim. Çünkü Yoongi her kavgadan sonra beni gözyaşlarım içinde bırakır, evin kapısını sertçe çarpıp geceye kadar gelmezken benim tüm gece onu beklememiş gibi yatakta sırtımı dönüp uyuma moduna girdiğim vakit gelirdi. Üstündeki sessizce çıkarır, ben nefesimi bile rahatsız olmasın diye almazken arkamdan bana sokulup yüzünü boynuma gömerek kokumu solurdu. Öperdi minik minik omuzlarımı, damarlı elleri çıplak üst bedenimi usulca okşardı. Hatta sanki omuzlarıma binmiş yükleri almak ister gibi hafifçe masaj bile yapardı. Özür dilerdi sonra da, 'özür dilerim sevgilim, özür dilerim güzel gün ışığım benim' der ve öperdi beni nazik kendisine çevirip yüzümün her bir yanını.

Bloodline | yoonmin ✔️Where stories live. Discover now