2.Gün (3/3)

4.2K 416 545
                                    

-Belki kontrol etmeden atabilirim yazım yanlışı varsa normal karşılayın.
-Kitabı taslaktan alıp geri koyduğum için okuma listelerinden ve kütüphanelerden silinmiş sanırım. Umarım hepinizinkinde gitmemiştir. Birde diğer yazarlarda taslaktan kitaplarını çıkarırken önceki ybyi görmemiş olabilirsiniz. Karışmıştır. Onada bakmayı unutmayın :3. İyi okumalar :33.

İkinci gün, akşam:
     En sonunda rahat bırakıldığını düşündüğünde oturduğu koltuğa iyice yayılmıştı Deku. Okuldan sonra yurda gelmiş ve tabiki oradada asla rahat bırakılmamıştı. Ona bir sürü sorular sormuş, bir sürü kız kıyafeti giydirmiş ve bir sürü övgü yağdırmıştı sınıf arkadaşları. Açıkçası bu yaptıkları ona göre çok saçmaydı. Sonuçta onu hergün görüyorlardı, kız oldu diye mi birden değerli olmuştu?

Zaten kız olmak konusunda çok ön yargılıyken kızların giydiği eteklerden giydikten sonra iyice nefret etmişti kız olmaktan. Aynı zamanda bu durumunuda şuanlık tek sınıf arkadaşları ve hocası Aizawa Sensei biliyordu ve söylemesi gereken bir sürü kişi vardı... All Might'ada ne diyeceği hakkında hiçbir fikri yoktu çünkü bu çok utanç vericiydi... Ama yalan mı? Düşünsenize birden bir kaç gün boyunca karşı cins olmak zorunda kalıyorsunuz ve size o cinsin kıyafetlerini giydiriyorlar... Tam bir travma.

     Tabi zaten bunlar yetmezmiş gibi üzerine birde Mineta belası bulaşmıştı ve oda gitmek bilmiyordu. Minetadan o kadar nefret etmiştiki onu kesinlikle her an bir kaşık suda boğabilirdi. Çocuk lavaboya gitse bile peşine takılıyordu. Ama tabiki erkek oluncada hiç düşünmeden dövücekti onu. Neden mi? Çünkü heryerdeydi! Nereye baksa tanrı şahidi olsun Minetayı görüyordu. Bir insan bu kadar mı manyak olabilirdi tanrı aşkına?!

Ne kadar itiraf etmek istemesede Bakugou'nun gene gelip Minetayı bağlayıp dolaba tıkmasını çok istiyordu. Neden istediğini bile bilmiyordu ama Bakugou yanındayken kendini gereksiz bir biçimde çok güvende hissediyordu.

Şuanda ise kendi başına durduğu salonda, ordaki koltuklara yayılırken bunları düşünüyordu. Rahat bırakılmanın sevincindeydi hala ve yalnız olmasında tadını çıkarıyordu. Açıkçası Bakugou'nunda yanında durmasını isterdi ama bunu ona söylese kendisine öl diye bir tepki vericeğini biliyordu. Zaten tek yaptığıda ona öl demekti ya...

Birden salonda bir tıkırtı duyduğundaysa hızla arkasına dönmüş ve etrafa bakmaya başlamıştı. O ses nerden gelmişti öyle? Paranoyak olmadığını biliyordu ve bir sesin geldiğine çok emindi. Sesin tekrar geliceğini düşünerek oturduğu yerde dikleşerek etrafı dinlemeye başlamıştı İzuku. Tanrı onu sınıyordu, bunu biliyordu, ama artık daha fazla sınanmak istemiyordu. Bıkmıştı daha şimdiden bundan. Rahat rahat bir şeyler yapamayacak mıydı?

    En sonunda bir daha tıkırtılar gelmeyince rahatlayarak gene eski yayılarak oturduğu pozisyona geri dönmüş ve düşüncelere dalmaya devam etmişti. Yarından sonraki gün sınıfça antremanları vardı ve ne yapması gerektiğini hiç bilmiyordu. Kostümü üzerine tam oturabilir miydiki? Hocasının antrenmanlara katılmasına izin vericeğini biliyordu çünkü alt tarafı kız olmuştu, kansere yakalanmış değildi yani.

     Birden yeniden tıkırtılar duyduğundaysa başta bir eşyadan gelmiştir diye takmamış, sonra iyice artıpta tıkırtıdan çok gürültüye dönüşünce gerçekten endişelenmeye başlamıştı. Bu tıkırtılarda neyin nesiydi? Noluyordu? En sonunda tıkırtıların çekilmeyecek hale gelene kadar artmasıyla korku ile ayağa kalkmış ve hemen kapının oraya gitmeye başlamıştı. Gittiğindeyse tam kapıyı açıcakken kapının kilitlendiğini fark etmiş ve Buda tabiri caise sıçmasını sağlamıştı. Eğer kapıyı açamazsa burdan nasıl kaçabilirdiki?

     Şuan kesinlikle birinin ona yardım etmesini ve burdan çıkmayı çok istiyordu. Tıkırtılarında her geçen saniye daha çok artması strestlenmesine sebep oluyor ve aynı zamanda korkmasını sağlıyordu. Kesinlikle bu tıkırtıların arkasında olan kişinin ağzına sıçıcak ve onu bu kadar korkutan kişiyi mahfedicekti. Şu an korkmamalıydı çünkü bu tıkırtıların arkasında herşey olabilirdi. Bu yüzden hiç hareket etmeden sessizce durmuş ve tıkırtıların nerden geldiğini bulmaya çalışmıştı.

     En sonunda birden kendisine doğru uçan mor küçük bir şey gördüğünde hemen quirkini kullanarak tekme ile onu odanın bir diğer ucuna yollamış ve korku ile derin bir nefes almıştı. Hangi gerizekalı onu bu kadar korkutmuştu bilmiyordu ama tekme atınca daha iyi olmuştu..

❥❥❥

     Odasındayken birden ses duyan Bakugou ise ne olduğunu anlamadığı için boş boş durmuş ve sonra hemen kalkmıştı. Hangi gerizekalı ortalığı bu kadar inletmişti!? Yemin edebilirdiki patlama sesi gibi bir şey gelmişti ve bu tam anlamıyla sinirlerini bozmuştu.

Odasından çıkıp sesin geldiği tarafa gittiğinde ise onla gelen diğer sınıf arkadaşlarını görmüş ve tek rahatsız olanın o olmadığını anlamıştı. Kesinlikle mahvedecekti o ses çıkaranı. Salondaki kapıyı açtıklarındaysa duvardaki Mineta ve ona saldıran İzuku'yu görmesiyle şok olmuş ve olanları az çok kavramıştı. Akbaba misali hiçbir zaman yanından gitmeyecek gibi his veriyordu zaten Mineta İzuku'ya karşı.

Mineta'nın yaptıklarınıda az çok kavrayan Bakugou ise hemen İzuku'nun yanına gitmiş ve onla Mineta'ya saldırmaya başlamıştı. Arkasında sevinen bir sınıf bırakarak...

❥❥❥

En sonunda herkesin uykusu geldiğinde çoğu kişi yavaş yavaş odalarına çekilmeye başlamıştı. İzuku ve Bakugou uykusu olmadığındada salondaki koltuklarda boş boş oturuyor ve kendi hallerinde takılıyorlardı.

Mineta'yı ikisi dövdükten sonra hiçbir şey olmamış gibi kaldıkları yerden hayatlarına devam etmiş ve hiçbir şekilde çıtlarını çıkarmamışlardı. Tabi şimdi herkes gittiğindeyse ikiside baş başa kalmış ve ortamıda gerici bir hava sarmıştı.

     İkiside kendi işleri ile ilgilenirken birden Bakugou sahte bir şekilde öksürmüş ve buda İzuku'nun meraklı bir biçimde ona dönmesini sağlamıştı. Bakugou'nun konuşmasını beklerkende en sonunda konuşunca diyeceği şeyle derin bir nefes almıştı.

     "Açıkçası bence Mineta konusunda bir şeyler yapmalıyız... Seni sevdiğimden falan değil ama yurttaki düzeni bozmaması adına bence geceleri beraber u-uyumalıyız.. Aslında ölsen umrumda olmaz, hatta sevinirim, ama herkes bu Mineta durumundan bıkmıştır eminim.. Ne dersin?."
Bakugou'nun birden kızararak bunu demesi üzerine İzuku şoktan ona bakakalmış ve konuşamamıştı bile. Bakugou? Kızarmak? Kekelemek? Beraber uyumak?? Kesinlikle iyi değildi çünkü bunun başka bir açıklaması olamazdı ona göre.

     İzuku bir süre boyunca Bakugou'nun dediğine karşı şok ile ona bakmış ve en sonunda Bakugou'nun sinirini bozmuştu. En sonunda Bakugou bağırdığındaysa aceleyle konuşmaya başlamıştı...
"Demem hataydı zaten, bir iyilik yapayım dedim birden kız olduğun için anca boş boş bak zaten. Geri alıyorum dediklerimide ne yaparsan yap, zıbar yat."
Bakugou sinirle bunları dedikten sonra ise kalkıcakken İzuku onu durdurmuş ve hemen arkasından bağırmıştı.
"Tamam lütfen gitme! Senle beraber uyurum ama sadece bu kız olma durumum sona erene kadar!"
Bunu demesi üzerine Bakugou birden kendisinin fark etmediği bir şekilde sırıtmış ve İzuku'ya gelmesi için işaret yapmıştı. İzuku yanına geldiğindeyse hemen onu kolundan çekiştirerek ordan çıkarmış ve odalarına doğru gitmeye başlamışlardı. Kesinlikle Bakugou'ya bişeyler oluyordu...

-Oy vermeyi unutmayın. Aktiflik çok azaldı :(. Sizleri seviyorum uwu 💕🤍.

𝟏𝟎 𝐃𝐚𝐲𝐬 ¦ 𝐁𝐚𝐤𝐮𝐝𝐞𝐤𝐮 ✔️Where stories live. Discover now