KÖRDÜĞÜM ♥ 17

4.9K 313 93
                                    

ENES

Yüreği umuda âşık olanın, yangını büyük olurdu. Alevden kora, kordan hara...

İçimdeki yangını başlatan kızı, sahne arkasından gördüğüm anda kalbimden vurulmuşa döndüm. Önce bir sıcaklık yayıldı, ardındansa canımı yaktı. Kalbimin bir oyunu sandım. O kadar farklı görünüyordu ki yanılmış olmalıydım ama yanındaki insanlar aksini avaz avaz bağırıyordu. O'ydu. Beline kadar olan saçlarını kestirmiş olması mıydı onu bu kadar farklı gösteren. Yoksa yüzüne yerleşen olgun ifadesi miydi?

Bir insan bir günde nasıl bu kadar değişebilirdi?

Kafamı karıştıramadığı tek nokta, hala içinde o tanıdığım kızı taşımasıydı. Görünüşünü ne kadar değiştirirse değiştirsin, o Masal'ı, buraya gelişiyle ele vermişti. Benim burada olduğumu bile bile karşıma çıkışıyla...

Bu yüzden bu şarkıyla çıkmak istemiştim. Tıpkı o geceki gibi işe yaramasını umuyordum. Çekip gitmesini...

Benim yapamayacağımı onun yapmasını...

Yoksa halim haraptı.

Şarkının bitimiyle ıslıklar havada uçuştu. Alkış kıyamet ortalık inliyordu. Gerçekten bu gece çok kalabalıktı. Herkes yeni şarkıyı beklerken "Hoş geldiniz Karabasanlar," dedim puslu bir sesle. "Umarım keyifler yerindedir," derken Masal'a doğru kaçamak bir bakış attım. Gitmediği yetmiyormuş gibi birde sırtını dönmüştü. Beni dinlemeye gelip, beni görmek mi istemiyordu? Ya da çekip gitmemek için böyle bir yol mu bulmuştu kendince? Görelim bakalım nereye kadar dayanacaksın...

"Bu gece farklı bir şey denemek istiyoruz. Zamanı geldiğinde öğreneceksiniz. Şimdi eskilere gitmeye ne dersiniz!"

Tüm kalabalık hep bir ağızdan coşkuyla bağırdı. Grup arkadaşlarım tam şarkıya gireceği an durmaları için onlara doğru döndüm. "İkinci parçayı da değiştiriyorum," dediğimde ilk itiraz Deniz'den yükseldi.

"Enes tüm repertuarı beş dakikada bir değiştiremezsin."

"Biliyorum." Beni anlamasını umduğum arkadaşıma "Bu son. Sonra planladığımız şekilde devam edeceğiz söz veriyorum," dedim. Sesim alışılmışın dışında yalvarır gibi çıkmıştı. Deniz ne olduğunu sorgularken gözü arkamdaki bir yere kaydı. Kaşları hafifçe havalandı. Ardından gözleri bir bölgeyi tararken ifadesi çatıldı ve tekrar bakışlarını bana çevirdiğinde artık beni anlıyormuş gibi bakıyordu. "Tamam. Hangi parça?" Minnet dolu bir bakışla "Sendin düşmanım," dedim. Sözlerini ezbere bildiği için anında vereceğim mesajı anladı. Fakat 'Yapma' bakışı için çok geç olduğunu oda biliyordu. Diğer grup elemanlarıyla orta yolu bulmak adına "Son kez beyler, hadi," diyerek yerine geçti. Şarkının ilk melodisi onun gitarından yükseldi. Derin bir nefes alarak tekrar seyirciye doğru döndüm.

"Ne düşman bilir, ne kışı sever

Ruhumda cevher, kendim olurdum

Gözlerim kısık, belki de aşık

İçimde bir ışık, derdim olurdun."

Masal'ın olduğu tarafa bakmamak için direniyordum. Öyle zordu ki... Her kaçamak bakışım, biraz daha ona yaklaştığımı hissettiriyordu. Arkası bana dönükken bile yüzünü hayal etmeme neden oluyordu.

"Git, hadi git, yine git, yine gitme

Gör, ve de bil, bil ki git, yine gitme."

Yaşadığım ruh karmaşasını daha iyi özetleyen bir şarkı yoktu. Her 'git' dediğimde Masal'ın duruşu biraz daha dikleşiyordu. Ne kadar inkâr ederse etsin, kulağı bendeydi. Verdiğim mesajları da alıyordu. Neden bu kadar inat ediyordu peki? Git lütfen, git...

VELİAHTLAR 2 - ENSALWhere stories live. Discover now