VELİAHTLAR 2 - ENSAL

KÖRDÜĞÜM ♥ 4

MASAL

Kulağımdaki melodi, şifreli kelimeler ve kördüğüm olduğum bir adam.

Bazen Enes'in içinde tuttuğu cümlelerin, onda bir şeylere dokunmasından kaynaklı olduğu hissine kapılıyordum. Bana bakışı, bakmayışı, mesafeli duruşu, bir o kadar da yakın oluşu, karmakarışık tavırlarıydı bu hisleri destekleyen. Neler olduğunu bilmiyordum. Sorabileceğim bariz bir ipucu da bulamıyordum. İşte o anlarda bambaşka bir burukluk sarıyordu ruhumun dört bir yanını. Onunla ilgili ne kadar az şey bildiğim gerçeği, yüzüme tokat gibi çarpıyordu. Öznesi olmayan bir kıskançlık, kanıma asit gibi karışmışken geçtiği her yeri cayır cayır yakıyordu. Bu yakıcı sıvı bir yandan da can suyu gibiydi, beni hayata daha sıkı tutunmaya itiyordu. Çünkü insan âşıksa, kıskançlık ölümle yarışacak kadar güçlü bir duyguydu ve ben Enes'e kör kütük âşıktım.

Yanımdan gittikçe uzaklaşan ikili, karanlığın içinde kayboldu. İçeri girmek için arkamı döndüğüm sırada donakaldım. Karşıma çıkan başka bir ikiliyi, şaşkın bir kayıtsızlıkla izlemekten kendimi alıkoyamadım. Asal, Hale'yi kolları arasına almış sıkı sıkıya sarılıyordu. Hale ise şaşkın değil, bu anın geleceğini biliyormuşçasına kendindeydi. Aralarındaki yakınlık, alışık olmadığım bir manzaraydı. Temaslarından yayılan çekimi görmemek için kör olmak gerekirdi ve bu ikili için, bu durum fazlasıyla garipti. Kardeşi gibi gördüğünü söylemiyor muydu Hale'yi? Hangi ara kardeş deme lazım olur moduna geçmişti?

Bende, bana sarılmasını istemiştim. Fakat Asal'ın aramıza koyduğu uçurum, köprü kurulamayacak kadar genişti. Bunca zamandır köşe kapmaca oynadığı kıza ise köprü olacak kadar yürekliydi. Henüz en ihtiyacım olduğu anda başka birini tercih etmiş olmasını hazmedememişken, bu görüntü içimi kemirmeye çoktan başlamıştı. İkisinin arasında bir şeyler dönüyordu ve benim, dış kapının mandalıymışçasına hiçbir şeyden haberim yoktu. Bu dışlanmışlığı, konu Asal olduğu için normal karşılayabilirdim ama Hale... Ondan bunu beklemek, çölde kutup ayısına rastlamaktan bile düşük bir ihtimaldi. Hoş, bu gece fazlasıyla beklenmeyen tavırlar içerisindeydi. Konser alanında yaşattıkları, hastanede benim ne halde olduğumu umursamadan Bahar'ın yanına gidişi ve ne halde olduğumu göre göre peşimden bile gelmeyip, beni bu denli kıran çocukla sarmaş dolaş olması...

Bu geceki davranışlarıyla, kardeşliğimizin şansını fazlasıyla zorladığının farkında değil miydi?

Yoldan çıkan dikkatimi ayrıldıklarını gördüğüm ikiliye tekrar çevirdim. Ne konuştuklarını bu mesafeden duyamasam da Hale'nin tedirgin olduğunu yüzünden okuyabilecek kadar iyi tanıyordum onu. İçerideki gerginliği de gözümden kaçmamıştı. Fakat o, konuşmamıza fırsat vermeden çekip gitmişti. Sahi ben neden hala burada duruyordum ki...

*

Kafam karmakarışıktı.

Kabus gibi bir gece yaşıyordum ama tamamen uyanıktım. Enes'in, yolunu şaşırmış bir rüya gibi, geceye sızmasından, Asal ve Hale'nin gizli kapaklı tavırlarına kadar her şey bunun sebebiydi. Şaşkındım, kızgındım, kırgındım, üzgündüm. Fakat ne yaşarsam yaşayayım, koruma içgüdümün önüne geçememiştim. Hale'nin tedirginliğinin amcamın tavırlarından kaynaklı olduğunu anladıktan sonra, nasıl sırtımı dönüp gidebilirdim ki.

Asal her ne kadar aksini hak etse de onları satmamıştım. Belli ki az önce gördüğüm yakınlığın altı fazlasıyla doluydu ve amcamda taşmasına neden oluyordu. Aklımdan gelip geçenlerin meydana getirdiği sarsıntı, bedenimi ürpertti. Amcamın gözü önünde ne kadar yakınlaşmış olabilirlerdi ki?

Yoksa...

Sevgili mi olmuşlardı?

Ruhumun boyunu aşan fikirlere kapılması karşılığında dehşete düştüm. Böyle bir şey varsa ve benden saklıyorlarsa ikisinin de elimden çekeceği vardı. "Masal." Asal'ın başımda dikildiğini fark etmeme lüksüm yoktu. Üzerine boca ettiği parfüm kokusu, tüm badirelere göğüs germişçesine yoğundu. Yine de görmezden gelmek, şu andaki öfkemin işine geliyordu. Yüzümden okunması imkânsız bir ifadeyle, daha fazla düşünmemi engellemek için açtığım oyuna devam ettim. Bıkkın bir tavırla iç çekti. Pardon da yaptıklarından sonra en ufak bir seslenmesinde cevap vereceğimi düşünüyorsa, beni hiç tanımıyordu.