KÖRDÜĞÜM ♥ 11

5K 298 114
                                    

MASAL

Çok fazla kalmayacağımı söylememin ardından geri kalan işleri kendi başına halledeceğini söyleyen Ecem Teyze bizi mutfaktan kışkışlamıştı. Beraber vakit geçirmemizi istiyordu ama ben Hale ile karşılaşmak istemediğim için oyalanmak istemiyordum. Bahar'ın odasına doğru yürümesine yardımcı olurken "Şimdi gitsem sorun olur mu senin için?" diye sordum. Olduğu yerde duran kız koltuk değneklerine yaslandı. "Aslında kalsan daha iyi olmaz mı? Hale ile sorununuz ne bilmiyorum ama Asalsız bir ortamda konuşabilme fırsa-"

Başımı hayır anlamında sallayarak cümlesini kestim. "Onun bir çok Asalsız ortamı oldu. Konuşmak isteseydi eğer... Neyse." Bahar söylediklerimin ardından diretmedi. Annesiyle onu yalnız bırakacağım için bana gönül koymazdı umarım. Gerçi çokta fazla yalnız kalmayacaktı.

"O zaman gideyim ben."

"Tamam."

"Sen dinlenmene bak. Kapının yerini biliyorum nasılsa."

Dikkatli bir şekilde sarıldım. "Masal iyisin değil mi?" Bahar annesinin duymayacağı gibi kulağıma fısıldadı. "Annemin söylediklerinin gerçek olduğunu sanmıyorum. Tabi ki sen babanı daha iyi tanırsın ama Demir Amca'nın böyle bir şey yapma ihtimalini düşünemiyorum bile." Yavaşça ayrıldığım kız kaygılı görünüyordu. Onu rahatlatmak için gülümsemeye çalışırken kolunu sıvazladım.

"Sen düşünme bunları. İyileşmene bak."

Yanaklarından öptüm kızla vedalaştıktan sonra arkamı döndüm. Mutfak kapısının önünden geçerken "Kahvaltı için çok teşekkür ederim Ecem Teyze," dedim. "Her şey çok lezzetliydi." Köpüklü ellerini sudan geçiren kadın "Gidiyor musun?" diye sordu. "Hı hı. Çok geç kalmayayım." Kenarda duran el havlusuyla ellerini kurularken bana doğru yürüdü. "Asıl ben burada olduğun için teşekkür ederim," deyip bir anda kolları arasına aldı. "Özellikle de kızımla biraz olsun konuşmama fırsat yarattığın için minnettarım." O da bu cümlesini Bahar'a duyurmayacak kısıklıkta söylemişti. Yavaşça benden ayrıldı. Benim Bahar'a yaptığım gibi o da benim kollarımı sıvazladı.

"Sana bir anne tavsiyesi vermemi ister misin?"

"Tabi." Yüzüme dökülen firari tutamları kulağımın arkasına doğru iterken "Anneler her zaman evlatlarının mutluluğunu ister," dedi. "Evet bazen bizimde yanlışlarımız oluyor ama onlarda hep sizleri çok fazla düşündüğümüz için." Söyleyeceği son sözlerin inandırıcılığını arttırmak için gözlerimin içine bakıyor gibi hissettim. "Yani demem o ki, annen geçmişte bu konuyu senden sakladıysa ve şu anda da saklamaya devam ediyorsa, sadece seni düşündüğü içindir." Ellerini yanaklarıma yerleştirdi. "Bu söylediklerimi bir düşün olur mu?" derken yavaşça yanaklarımı okşadı. Bana bu konuları daha fazla deşme demenin başka bir yolunu bulmuştu. Bu gizemli halleri ise merakımı daha çok kamçılıyordu.

"Düşüneceğime emin olabilirsiniz."

Ecem Teyze'nin elinden kurtulup ayakkabılarımı giydim. Kapıyı açan kadın her zaman beklediğini söyledi. Gülümseyerek evden çıktım. Tam asansörü çağırmak için hamle yaptığımda çalışmadığını fark ettim.

"Hala yapılmamış mı? Kaç kez söylemem gerekecek yöneticiye anlamıyorum."

"Sorun değil. Merdivenlerden inerim. İyi günler."

Yolcu etmek için arkamdan bakan kadına ufak bir el salladıktan sonra merdivenlere yöneldim. Eneslerin sınavdan gelme ihtimaline karşı basamakları ağır ağır inmeye başladım. Belki şans eseri yine karşılaşırdık ve bu sefer görmezden gelmek yerine konuşurduk.

"Selam!"

Yağmurdan kaçarken doluya yakalandığımı hissettiren sesle olduğum yere çakıldım. Hale'nin kime selam verdiğini düşünürken başımı hafifçe aşağı doğru uzattım. Eneslerin kapısının önünde dikilen ayaklar dışında hiçbir şey göremiyordum.

VELİAHTLAR 2 - ENSALWhere stories live. Discover now