KÖRDÜĞÜM ♥ 6

6.2K 267 116
                                    




MASAL

Kuşluk vakti olduğunu düşündüğüm bir vakitte gözlerim aralandı. Bu sıkıntının verdiği bir merhabaydı. Yoksa sabah, güneş bile uyanmak istememişti. Perdeler arasından sızan parlaklığına bakılırsa hastaydı ya da sonbahar mevsimi amcamın durumu yüzünden yastaydı. Hayat sanki soluk renklerle çevrelenmiş, matem tutuyordu.

Yattığım yerden doğruldum ve yüzümü ovuşturarak kendime gelmeye çalıştım. Bir saat uyumuşsam öpüp başıma koyacaktım. Çok yorgun olmama rağmen zihnimde dolaşan görüntüler yüzünden bir türlü uykuya dalamıyordum. Tüm geceyi tekrar tekrar yaşamak kalbimi sıkıştırıyordu. Özellikle de Asal ve Hale'nin beni dışlaması...

Neden insanlar sevgili olduklarında en yakınlarından vazgeçerdi ki?

İlişkiler tabi ki iki kişilikti ama bunun için kalp kırmaya gerek var mıydı? Ne istemiştim ki onlardan? Sadece sevgili olduklarını onlardan duymayı... Buna hakkım yok muydu? Çok uzak biri değildim ki ikisine de. Onca yaşanmışlığımızı düşününce bana olan tavırlarını hazmedemiyordum. İkisine de ayrı ayrı çok kırgındım. Her anlarında yanlarında olmaya çalışmıştım. Elçi de oldum, ara bulucu da. Birbirlerini bulmaları için her şeyi yaptım. Onlar da beni kaybetmek için ellerinden geleni ardlarına koymadılar. Umarım bu yoklukta mutlu olmayı başarabilirlerdi. Çünkü en ufak bir tökezlemelerinde arayacakları kişi yanlarında olmayacaktı artık.

Daha fazla uyuyamayacağımı anladığımda yataktan hızlıca kalktım. Asallarla karşılaşmak istemediğim için bir an önce bu evden ayrılmak istiyordum. Yüzümü yıkadım. Ellerimle saçlarımı taradım. Dün gece kurutmadığım için karışmış görüntüyü basit bir atkuyruğu ile dizginledim. Cansu Teyze'den ödünç aldığım kıyafetleri üzerime geçirdim. Yatağımı topladım. Her yeri bulduğum gibi bıraktığıma emin olduktan sonra odadan çıktım.

Henüz beşizler bile uyanmadığına göre, saat bir hayli erkendi. Salonun önünden geçerken sarmaş dolaş uyuyakalmış ikilinin üzerinin açık olduğunu fark ettim. Evin sıcaklığı iyiydi ama anneannemin 'Uyuyanın üzerine kar yağar,' diyen sesi kulaklarımdan gitmiyordu. Her ne kadar işlerine burnumu sokmamdan hoşlanmasalar da üşümelerini göze alamadım. Gerisin geri odaya döndüm. Yatağın üzerine attığım pikeyi aldım. Neredeyse bir hırsız sessizliğinde yanlarına yaklaşıp dikkatli bir şekilde üzerilerini örttüm. Hale hafifçe kıpırdandı. Nefes bile almadan tekrar uykuya dalmasını bekledim. Bu pozisyonda yakalanmak istemiyordum. Neyse ki gözlerini açmayan kız, uyuduğunu belli eden soluğuna geri döndü. Derin ve sessiz bir nefes aldıktan sonra parmak ucunda salondan çıktım.

"Güzel kızım günaydın."

Beşizlerin dadılarından yaşlı olanına kapının eşiğinde yakalanmam pek hoş olmamıştı. Gözleri arkamdaki görüntüye kayan kadın, hafif bir şaşkınlık yaşasa da anında toparlandı. "Erkencisiniz." Gülümseyerek "Günaydın," dedim. Sesimin duyulmaması için mümkün olduğunca sessiz konuşmaya çabalıyordum. "Siz de erkencisiniz. Yoksa ben mi uyandırdım?" Çaktırmadan salondan uzaklaşmak için yürüdüm. Kadın beni takip ederken kendi etrafında 180 derece döndü. "Hayır hayır. Sabah namazına kalktıktan sonra evin işleri ile uğraşıyorum genelde. Ne zaman uyanacağınızı bilmediğim için biraz daha erken hareketlendim. Kahvaltıya börek yapmayı düşünüyordum. Madem uyanıksınız size sorayım. Başka bir isteğiniz var mı?"

"Hiç zahmet etmeyin. Zaten bizimkiler ne zaman uyanır bilmiyorum. Siz beşizleri düşünerek hareket edin lütfen."

"Olur mu öyle şey, ne zahmeti. Sizler de Cem oğlumun evladısınız."

Kurduğu cümle yürek yarası gibiydi. Amcamın son durumu hakkında bir şey biliyor muydu acaba? "Siz bir yere mi gidiyordunuz?" diye sorduğunda gözlerini üzerimde dolaştırdı. Giyinik olmamdan bu çıkarımı yapmış olmalıydı ve cezalı olduğumu biliyormuş gibi bakıyordu. O an aklıma gelen ve şu an için en geçerli olan neden dudaklarımdan döküldü.

VELİAHTLAR 2 - ENSALWhere stories live. Discover now