|| 63 ||

1.8K 144 19
                                    

"Bir daha görüşüp görüşmeyeceğimiz belli değil." dedim kısık sesimle. "Biliyorsun değil mi?" Cevap vermek yerine saçımla oynamaya devam etti.

"Draco." dedim başımı göğsünden kaldırıp gözlerimi ona dikerek.

"Daha fazla kötü şeyler düşünmek istemiyorum." dedi ve eliyle başımı tekrar göğsüne yasladı. Tekrar kaldırdım.

"Eğer bana bir şey olursa-"

"Sana bir şey olmayacak." dedi kararlı bir sesle. "Potter ve Weasley ile olacaksın. Onlar seni korur. Zaten koruyamazlarsa onlara lanet atarım." Onunla bu konuyu konuşamaycağımı fark ettiğimde tekrar başımı göğsüne koydum.

"Lucius neden seni çağırdı acaba?"

"Bilmiyorum. Hemen gelmemi söylemiş. Önemli herhalde."

"Ya kötü bir şey olursa? Nasıl haberleşeceğiz?"

"Oradayken telefona çok bakamam. Sanırım yan yana gelene dek birbirimizden çok haber alamayacağız." Bu cümleyi duyduğum an ondan ayrılıp dikleştim.

"Draco bizimle gel." dedim. "Oraya gitmek zorunda değilsin."

"Bunu konuşmuştuk. Kararım değişmeyecek."

"Ama Dra-" Cümlemi tamamlayamamamın sebebi dudaklarıma bastırılan dudaklardı. Ona karşılık vermiştim; fakat aklımda hâlâ düşünceler vardı.

"Draco." dedim nefes almak için dudaklarımız iki veya üç saniyeliğine ayrıldığında. Bana cevap vermeyince daha fazla sorgulamamaya karar verdim.

Ellerim saçlarını çekiştirirken onun elleri benim sırtımdaydı. Bir şeyler yazıyordu.

Bir süre bitirmesini bekledim. Parmaklarını sırtımdan çektiği an ondan ayrıldım.

"Ben de sana aşığım."

Amortentia (Dramione Texting)Unde poveștirile trăiesc. Descoperă acum