"Nasıl yani patlatacak mıyız?" diye tekrar tekrar sordu Longbottom, Minerva'ya.
"Patlatacaksınız dedi ya. Sağır mısın Longbottom?" diye kızdım bir an da. Neredeyse bir buçuk saattir onunlaydım ve kanser olmama çok az kalmıştı.
"İnanmıyorum." demişti. Yüzünde biraz da olsa korku vardı. Ne yani, birinci sınıf yüzünden mi bu kadar korkuyordu?
Hermione'nin nerede olduğunu bilmiyordum, büyük ihtimalle gizli olmalıydı; ama bu merak etmeme engel değildi.
"Merak etme. Güvendedir." Longbottom'a dönerek kaşlarımı çattım.
"Ne diye benimle konuşuyorsun?" Hızla önüne döndüğünde gülmeden edemedim. Bu çocukla uğraşmayı seviyordum.
"Başlıyor." Hermione'nin sesini duyduğumda sevinçle ona döndüm. Sarılmak için adım atacaktım; fakat yüzünü görünce durdum.
"Kötü şeyler olacak." derken başıyla Minerva'yı gösteriyordu. Büyüyü yapan kadına baktım; ama onu öyle görünce kötü şeyler olacağını değil de ne kadar havalı olduğunu düşündüm. Salazar aşkına, ben de o büyüyü bir gün yapmak istiyorum!
"Her şey yoluna girecek." derken bir elimi de omzuna atmıştım.
"Söz mü?"
"Söz."
YOU ARE READING
Amortentia (Dramione Texting)
FanfictionDraco Malfoy meraklıydı; fakat Hermione Granger da Amortentia'da kimin kokusunu aldığını söylemeyecek kadar inatçıydı.
