|| 25 ||

2.9K 182 219
                                    

"Malfoy!" diye bağırdım önümde hızla yürüyen çocuğa. Beni görmezden geliyordu. Benden kaçıyordu.

"Neden durmuyorsun?"

"Kime diyorum?"

"Neden benden kaçıyorsun?"

"Bu daha ne kadar devam edecek? İki haftadır kaçıyorsun. Daha ne kadar kaçacaksın?" diye bağırdım. Durdu; ama arkasını dönmedi.

"Neler oluyor, Draco?" İsmini söylediğim zaman bana döndü. Aslında ismini söylemek istememiştim; ama bir an da ağzımdan kaçmıştı. Acaba bunun için bana kızar mıydı?

"Uzak dur benden, Granger." Soyismimi vurgulayarak söyledikten sonra tekrar arkasını döndü.

"Neden bana anlatmıyorsun? Sana yardım ettim ben. Hasta olduğun zaman."

"Ben mi dedim sana yardım et diye?" demeden önce hızla bana doğru yürüdü ve tam önümde durup bana doğru eğildi. Yüzündeki damarlar ortaya çıkmıştı. Sinirlenmiş olmalıydı.

"Ben sadece yine yardım edebil-"

"Sen bana yardım edemezsin!" Sinirle bağırırken kolumdan da tutmuştu. Koridordan geçen birkaç kişiye karşılık sıkıca tuttuğu kolumla beni ilk gördüğü kapıdan içeri soktu.

"Neden böyle yapıyorsun?" dedim ondan kurtardığım kolumu ovalarken. Neden şaşırıyordum ki? Sonuçta o Draco Malfoy'du.

"Sen busun işte." diye bağırdım cevap vermediği zaman. "Her zaman kendini düşünen bencil herifin tekisin. Bana yazıp yazıp sonra da ben yazınca beni görmezlikten gelemezsin. Duydun mu beni!" Sinirle bana baktı; ama cevap vermedi.

"Ama doğru. Sen koskoca Lucius'un oğlusun değil mi? Sen ancak kendini düşünürsün, Malfoy. Ayrıca korkağın tekisin."

Hızla bana doğru yürüdü ve duvarla arasına aldı beni. Yine suratıma eğildi. Nefesi yüzüme çarparken zorlukla ona bakıyordum; ama bakışlarımı ondan çekmek gibi bir niyetim de yoktu.

"Bu korkak-" dedi. "Bu korkak seni babasından korumaya çalışıyor."

"Ne?"

"Bir de çağın en zeki cadısı olacaksın. Yazık kafana." derken benden uzaklaştı. Kolundan tutarak daha fazla uzaklaşmasını engelledim.

"Ne demeye çalışıyorsun, Malfoy?"

"Azıcık beynini çalıştır. Babam seninle konuştuğumu öğrenirse sana neler yapar, biliyor musun?"

"Şimdi mi aklına geldi?" dedim kolunu serbest bırakırken; ama o gitmedi. Aksine bana daha çok yaklaştı.

"O zaman ikimizin arasındaydı; şu an çoğu kişi Amortentia'da senin kokunu aldığımı biliyor. Ayrıca -"  Dinlemeyi bıraktım.

Amortentia'da senin kokunu aldığımı biliyor.

Amortentia'da senin kokunu aldığımı biliyor.

Ne yani Amortentia'da benim kokumu mu almıştı?

O konuşmaya devam ederken aramızdaki mesafeyi kapatarak dudaklarımı dudaklarına bastırdım. Birkaç saniyelik şaşkınlıktan sonra ellerini belime koydu.

Kısa bir öpücükten sonra alnımı onun alnına yasladım.

"Hani sürekli ne kokusu aldığımı soruyordun ya." dedim. "Nane. Sadece nane kokusu aldım." Ve tekrar dudaklarımızı birleştirdim.






Bu kız yine dayanamayıp yazdı.

Amortentia (Dramione Texting)Where stories live. Discover now