3.bölüm

12.6K 388 38
                                    

Bir gün uyanırsınız ve hayatınızın gerçekten aslında hiç yolunda olmadığını farkedersiniz fakat yıllarca kendinizi doğru olduğuna inandırmışsınızdır. Bugün ben o uyanışlardan birini yaşamıştım. Hayatımda benden vazgeçmeyecek tek bir kişi yoktu.

Hatta kendi öz babam bile benden vazgeçmişti.
Yakınım diyeceğim pek insan yoktu.

Kendimi çoğu zaman havada uçuşan bir kuş tüyü gibi hissederdim. Bir zamanlar belki güzel bir kuşa aittim. Şu anlarda ise rüzgar beni nereye uçurursa oraya gidiyordum.

Bugün neyse ki cumartesiydi. Çünkü bende okula gidecek mecal yoktu.

Yatağımdan kalkarak sürüne sürüne banyoya girdim. Suyu açtım ve avucuma soğuk suyu doldurarak yüzüme iki defa çarptım. Aşağıdan gelen gürültülü sesler kaşlarımı çatmama neden oldu. Bizim evde hiç gürültü olmazdı ki!

Yüzümü havluya silerek hızlıca aşağıya indim. Annemin işe aldığı birkaç kişi merdivenlerden valiz indiriyordu.
Annem ise direktif vererek onları yönlendiriyordu.
Suratımı buruşturdum.
"Neler oluyor burda?"
Annem kafasını işçilerden bana doğru çevirdi.
"İtalya'da bir ay sürecek bir işim var. Yeni bir otel tasarlıyorum."
Kaşlarımı kaldırarak yan yana dizilmiş dört koca valize baktım.

"Bir ay için sence de bu kadar valiz fazla değil mi?"

"Ah tatlım hepsi benim değil ki diğer ikisi senin valizin."
Heyecanla ellerimi çırptım.
"Bende mi geliyorum seninle?"
Bana bakıp muzip bir gülümseme yerleştirdi yüzüne. Ah ben bu gülümsemeyi çok iyi tanıyordum. Ardından pek iyi bir şey gelmezdi.

"Hayır tatlım seni dayınlara
gönderiyorum."

Doğru mu duymuştum? Gerçekten bu saçmalığı bana yapmayacaktı değil mi?

"Neden onlarda kalacakmışım mis gibi evim varken. Ayrıca sanki hiç  yurtdışına çıkıp beni evde bırakmamış gibi davranıyorsun."

Ben merdivenin bitimindeydim o ise biraz daha benden uzaktı. Yanıma yaklaştı ve gözlerini kıstı.
Giydiği topuklularıyla normalde benden uzun olan boyu daha da uzun olmuştu. Ona bakarken genlerime bir kez daha lanet ettim.

"Dün akşam şans eseri garaja girdim. Bir de ne göreyim bizim küçük elektrikli motorumuz yok. Hemen aklıma senin onu İncilere gitmek için aldığın geldi. Sonra bende motorun nerede olduğunu küçük bir araştırayım dedim. Bir de ne göreyim? Motor bir bar kenarında öylece bırakılmış."
Alaycı yüz ifadesi birden sertleşti " Bana yalan söyledin Lidya."

"Hayır hayır söylemedim gerçekten öncesinde İncilerdeydim. Son..." cümlemi yarıda keserek "Bahanelerinle ilgilenmiyorum Lidya Çağsoy. Benim denetimimde böyle bir işe kalkışıyorsan ben olmadığımda neler yapabileceğini tahmin bile edemiyorum."

İki elimi birleştirdim ve atabileceğim en acıklı bakışı attım. "Nolur bunu bana yapma nolur!  Söz sadece evden okula okuldan eve gideceğim."

Gülümsedi ve az önceki dediklerimi yok sayarak "Kahvaltını yap dayınlarla çoktan konuştum birazdan Fatih Bey seni onlara bırakacak."
Üvey dayım o kadar sert bir insandı ki  küçüklüğümden beri ondan deli gibi korkardım. Bu yüzden onunla bir ayı bırak bir gün yaşama düşüncesi bile bende Fizan'a kaçma isteği uyandırıyordu.
*** *** ***
Kahvaltı boyunca annemin başının etini yesem de bemi umursamamıştı. El mahkum gitmek için yola çıktım.
Umutsuzca arabanın penceresinden yolu izleyerek hayaller kurdum. Hayatı kendi perdemde değiştirerek daha çekilir bir hâle getirirdim. Mesela şu an aslında savaşçı kaçak bir prensestim ama bir şekilde yakalanıp düşman saraya götürülüyordum.
Araba durduğunda etrafıma bakındım ve dayımlara vardığımızı anladım.

ARAMIZDA (DÜZENLENİYOR)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin