not to admit that it is real

2.3K 315 70
                                    




chapter 5

"Olanı duydunuz mu?" Biraz rahatlamaya çalıştığı öğretmenler odasında kafasını yasladığı yerden kaldırıp Chan'e dönmüştü. Bütün odaya seslenircesine, korku dolu bir ses tonuyla konuşmuştu. "Kuzey Kore ordusunu sınıra sokacakmış."

Rahatlamamıştı. Sonuçta, orada da zarar gören insanlar olacaktı. Ne kadar Jeon'un sınırda çalışmadığını bilse de, bu her yerinden korkunç bir haberdi.

"Yapacakları şey belli, yeminli asker gönderecekler." Her şey hakkında bir fikri olan Hoseok yine konuşmuştu. Siyasetle epey bir ilgiliydi, bu yüzden gereksiz cümleler kurduğunu düşündüğü Tarih hocası Yoongi ile sürekli ters düşerlerdi.

Ama bu sefer, öyle olmamıştı.

"Yapacak başka bir seçenek yok zaten." Demişti. "Ölmekten başka seçenekleri olacağını sanmam."

"Aman tanrım... bunu nasıl yapacaklar?"

"Ablamın eşi askerdi, onu aramam gerek." Oluşan panik ortamıyla yutkunmuştu. Bu gerçekten ciddi bir durumdu. Kuzey Kore'nin teknoloji ve barış çağında böylesine aptal bir savaşa girme düşüncesi içinde olması, üsten üstlük güçlü bir orduyla sınırlara zarar vermek için uğraşması ülke olarak atlatacakları en kötü şeylerden biri olacaktı.

"Bilgi vermeyeceklerine eminim. Bütün ülkeyi karmaşaya sokmak istemiyorlarsa tabi."

"Hah! Lalisa! Senin erkek arkadaşın asker, değil mi?" Kafasını çevirdi kız. Bir şey söyleyememişti. Ağzını araladı ama ne diyeceğini bilemedim. Her şey fazla karmaşık olduğundan, bir kaç dakika ona merakla bakan meslektaşlarına dönüp beklemişti.

"Biz şu an pek konuşmuyoruz." Demişti titrek bir sesle. Üzüldüklerini belli eder cümleler kurup keyfini yerine getirmek için de bir kaç şaka yapmışlardır ama Lisa sadece ufak bir gülümseme sunmuştu sadece.

"Lalisa onunla konuşuyor olsa da bir şey fark etmeyecek. Bu konu hakkında kimse bir şey söylemez."

"Başaramazlarsa ne olacak?" Stajyerlerden biri sormuştu meraklı gözlerle. Yoongi sinirle kıza dönmüş, "Büyük bir savaş başlar. Ülkeler kendi çıkarları için savaşa katılır."

"Kötü düşünmekten başka bir şey yapmıyorsun."

"Gerçekler bunlar."

Genç kız gözlerini telefonuna dikip derin bir nefes vermişti. Kafasını kenarda telefonla konuşan meslektaşına çevirmiş ve biraz ona bakmıştı. Ablasıyla konuşuyor olmalıydı, bahsettiği gibi asker tanıdığı vardı.

Konuşmayı bitirdiğinde rahat bir şekilde yanlarına gelmiş, "Ablamın kocasının bölüğünden kimseyi almamışlar. Evli olanlar en son seçenekleriymiş." Diyerek açıklamıştı. Kaşları çatılmıştı kızın. "Ne yani? Evli olanları ayırmışlar mı?"

Omzunu silkmişti.

"Acıyı azaltmak için olabilir."

beatiful messМесто, где живут истории. Откройте их для себя