27

1.4K 77 118
                                    

Kağan

Kıza yerini ve saatini söylediğim mekana gelip oturdum. Okan ise oturduğum masayı net gören bir masaya oturdu. Kıza ne yapacağı hakkında bir fikrim yoktu. Parmaklarımın uçları ile masaya vuruyordum. Dalıp gittiğim düşünceleri Özge'nin seslenişi bozmuştu.

"Kağan." Genişçe sırıttı. Yanıma gelip kollarını açınca ayağa kalkıp sarıldım. Sarılırken kafamı Okan'ın oturduğu masaya çevirdim. Kafasını sallamasında 'Az kaldı. Belanızla çiftleşeceğim.' der gibi bir hâli vardı.

Sandalyelere karşılıklı oturduk. Özge'nin sırıtışı sinirimi bozuyordu. Ne diyeceğimi bilmiyordum. Yüzüme yerleştirdiğim zoraki gülümseme ile konu açmaya çalıştım.

"Eee , Özge nasılsın? Okul nasıl gidiyor?"

"Bırak şimdi okulu. Bizi konuşalım." Elini masanın üzerinde kaydırarak elimin üstüne koydu.

Elimi çekmeye çalıştım ama sıkıca kavradığı için bırakamadım. Okan'ın masaya uçacağı anı bekliyordum. Sonunda elimi kurtarmıştım. "Şey... Bir şeyler mi içsek?" Menüyü alelacele alıp sayfaları hızlı hızlı karıştırdım.

"Garson bey!" Elini kaldırıp yüksek sesle garsonu çağırdı.

Elimi yüzüme kapattım. "Özge ne yapıyorsun? Sadece elini kaldırsan yeter."

"Ne var ya? Sipariş vereceğiz işte."

"Neyse ,rezil olduk zaten. Rahat ol artık."

"Garson bey!" Yine bağırdı.

"Allah'ım sana geliyorum. Bu kız böyle değildi. Ne olmuş buna." Kendi kendime söylendim.

"Bir şey mi dedin canım." Eli havadayken kafasını bana çevirerek sordu.

"Yok bir şey. Ver sen siparişleri."

Garson gelip siparişleri almaya çalıştı. Özge'nin 12 defa karar değiştirmesinin ardından adam iç çeke çeke gitti. "Çok kararsızım galiba." Kaşlarını çatarak yüzüme baktı.

Dudaklarımı aralamadan yanaklarıma doğru çektim. "Ne münasebet."

İçecekleri beklerken sıkıntıdan patlamak üzereydim. Okan'ın burada olduğunu hatırlayarak masasına kafamı çevirdim. Yerinde yoktu. Telefonumu çıkarıp ona mesaj attım. Bir süre bekledim ama cevap gelmedi. Telefonu cebime koyup Özge'ye kafamı çevirdim. Şapşal bir gülümseme ile yüzüme bakıyordu.

"Kağancığım , hiç bahsetmiyorsun kendinden. Pek bir suskunsun."

"Ne desem ki? Daha ilk görüşmemiz ya. Ondan biraz." Sallayacak yalan bulamamıştım. Tam tersi her ortamda çok rahat bir adamdım.

"Ya, ama çok tatlısın. Seni yiye-"

Özge'nin sözünü kesen Okan'ın yüksek sesle söylediği doğum günü şarkısı oldu.
Elinde pasta ile masaya doğru yürüyordu. "İyi ki doğdun Özge! İyi ki doğdun Özge!..Mutlu yıllar sana!"

Özge ve ben de şaşkınca Okan'ın elindeki pastaya baktık. Özge kaşlarını çatarak sordu. "Bugün benim doğum günüm değil ki. Nerden çıktı bu pasta?"

Okan masanın yanına gelip dikildi. Gözlerini aşağıya indirerek Özge'ye baktı. "Ne demek doğum günün değil? Tüh ya. Bütün prodüksiyon boşa mı gitti."

Okan'ın bakışları hoşuma gitmemişti. Ayağa kalkıp yanına gittim. "Aşkım ne yapıyorsun?"

"Bak bakalım pasta güzel mi?" Boşta olan elinin işaret parmağını pastaya batırıp ağzıma sürdü.

ADAMIM (GAY) (Texting)Where stories live. Discover now