53

881 58 175
                                    

Okan

Gözlerini araladı. Yeşil bakışları yüzümü gün ışığı gibi aydınlatırken saçlarını okşadım. Mahmur bakışlarına eriyip gidiyordum. Avcunu yanağıma uzattı.

"Aşkım, sen uyanık mıydın?" Tatlı tebessümü anında içimi ısıttı.

"Biraz erken uyandım. Seni izliyordum." Ben de ona gülümsedim. Saçlarını okşamaya devam ettim.

Bacaklarından destek alarak kendini geriye doğru kaydırdı. Kalçasını dizlerime koydu. Sırtını yanımdaki cama dayadı. Kafasını bana çevirip dudaklarıma yapıştı. Aralıksız dakikalarca öpüştük. Nefes nefese kalınca usulca çekildi. Nefesim onunkine ayak uydururcasına göğsümde patlıyordu.

"Seninle öpüşürken saatte 389 km hızla dalışa gökdoğan kuşu gibi hissediyorum." diyerek sırıttı.

"Kültürlü manitanın hâli de bir başka oluyor." Burnuna öpücük kondurup geri çekildim. Ellerimi beline doladım.

Kafasını omzuma yasladı. "Hâlâ uykum var aşkım ya."

Yanağına uzun bir öpücük bırakıp geri çekildim. "Gidip benzin alalım. Eve gidelim. Sonra saatlerce uyuruz sevgilim."

"Ama üşeniyorum." Kafasının sol tarafını alnıma yasladı.

"Aşkım, sonsuza kadar burada, arabanın içinde mi yaşayacağız?" İki parmağımla burnunu hafifçe sıktım.

"Bana uyar." dedi sırıtarak.

Sırıtmasına dayanamayıp belindeki ellerimi çekip parmaklarımı karnında rastgele gezdirerek onu gıdıkladım. Gülme krizine girene kadar gıdıkladım. O güldükçe ben de güldüm.

"Lan yeter! Dur aşkım lütfen!" İki arada bir derede aldığı nefesi de böyle harcamıştı.

Ellerimi karnından çekip tekrar beline doladım. "Deliriyorum sana, bu tatlılığına."

"Off! Nefesimi kesiyorsun derken bunu kastetmemiştim." Nefes alışverişi yavaş yavaş düzene girdi.

"Isırırım o dudaklarını sonra koparır yerim." Dudaklarına uzun bir öpücük bırakıp geri çekildim.

"Yamyam sevgilim benim."

Kalçasına avuç içimle vurdum. "Hadi artık kalkalım. Gidip benzin alalım."

Kendini kaydırarak şoför koltuğuna geçti. Kapıyı açıp çıktı. Ben de kendi olduğum taraftan çıktım. Arabanın arkasına gidip elinde bir benzin bidonu ile yanıma geldi. "Hadi esmerim. Gidelim." Elimi tutup beni kendine çekti. Sırıtarak yürüdüm. Yolda kimselerin olmamasının verdiği rahatlıkla bir süre el ele tutuşarak yürüdük.

***

Yaklaşık yarım saattir yürüyorduk. Kağan ara sıra durup yere oturuyordu. Yine aynısını yapmıştı. "Benden bu kadar. Beni bırak, git kendini kurtar. Seni yavaşlatıyorum."

Koltuk altlarından tutarak onu kaldırmaya çalıştım. "Aşkım saçmalama. Kalk. Kaç kere dedim açlık oyunlarını bu kadar izleme. Oradaki yaşlı karıya üzülüp duruyordun. Bu kadar empati yapma." İri cüssesinden dolayı onu kaldırırken nefesimi zorlayan bir ses çıkarmıştım. "Aşkım biraz yardımcı mı olsan?"
Ayağa kalkıp yürüdü. Toz olan pantolonunun arkasını silktim.

"Sen de götümü ellemek için bahane arıyorsun." Sırıttı.

"Bahaneye ihtiyacım mı var yavrum." Yanına geçip yanağından bir makas aldım.

Yürümeye devam ettik. Kağan birden heyecanlı bir sesle bağırdı. "Yeşil vadi!"

"Ne?" Baktığı yerde sadece benzin istasyonu vardı.

ADAMIM (GAY) (Texting)Where stories live. Discover now