04

5K 311 419
                                    

Kağan : Nerede kaldın?

Okan : Yanlış durakta inmişim. Yürüyorum senin eve doğru.

Kağan : Deseydin gelip seni alırdım.

Okan : Sorun yok. Az kaldı zaten. Hızlı geliyorum.

Kağan : Hep hızlı mı gelirsin. 😏

Okan : Pis herif.

Kağan : 😂😂😂

***

Okan

Geldiğim mahalle oldukça zengin bir muhitti. Kağan'ın bu kadar zengin olduğunu bilmiyordum. Önüne geldiğimde 2 katlı , bahçeli ev dışarıdan çok güzel görünüyordu. Zile bastım.

"Kim o?"

"Benim."

"Tebrikler. Bana iktisat öğretecek olan adama bak." dedi.

"Laf sokmayı bırak da kapıyı aç." Haklıydı. 'Kim o' dediğinde 'Benim' demek kadar saçma bir cevap olamazdı.

Açılan kapıyı ittirip patikaya benzeyen yolda ilerledim. İçerdeki kapının önüne geldiğimde yukarıdan gelen sese kafamı kaldırdım. "Lan esmer güzeli.Hoşgeldin."

"Hoşbulduk sarışın. İlk karşılaşmamız bu şekilde mi olacaktı?" diye sordum.

"Ne olmuş lan? Sanki evleneceğiz."

"Hadi kapıyı aç artık. Dikilme orada."

Balkondan içeri geçti. Bir süre sonra önünde durduğum kapı açıldı. Arkaya taradığı sarı saçları, yeşil gözleri ile kapıya tek kolunu dayamış sırıtıyordu. "Tekrar hoşgeldin adamım."

"Hoşbuldum." Ben de sırıttım. Bir süre bakıştık. "Girecek miyiz?"

Sorduğum soru ile toparlandı. "Pardon. Gel." Yolu açarak geçmeme izin verdi.

Kapının karşısındaki merdivenlere yöneldi. Ben de onu takip ettim. Yukarı çıktık ve odasına girdik. Oldukça geniş ve iyi dizayn edilmiş bir odası vardı. Masayı gösterdi. "Burada çalışırız diye düşündüm. Ama önce biraz soluklan. Ben de içecek bir şeyler alıp geleyim." Sırıtarak odadan çıktı.

Odayı gözümle incelerken kitaplık dikkatimi çekti. Oldukça kalabalık görünüyordu. Ayağa kalkıp kitaplara yöneldim. Bir çoğu klasik eserlerdi. Ben tanımadığım bir kitabı alıp içini açtığımda Kağan içeri girdi. "İstediğini alıp okumak için götürebilirsin. Ben hepsini okudum."

Kafamı ona çevirmeden konuştum. "Çok kültürlü gördüm seni."

"Öyleyimdir koçum. Hadi gel geçelim artık çalışmaya."

Elindeki içecekleri masaya bıraktı. Solak olduğum için onu sağıma aldım. Anlatmaya başladım. Ders dinlemekten çok yüzüme bakıp duruyordu.

"Şimdi bu grafiği anladığını tahmin ederek soruyorum. Fiyat artması durumunda arzda nasıl bir değişme olur?"

Önce notlara , sonra yüzüme baktı. "Şey...Biraz düşüneyim. Bence fiyat artarsa arz durur. Yani nereye gidecek ki?" Dirseğini masaya dayayıp başını avucunun içine alarak yaslandı. Elleri sarı saçlarının arasından geçti. Gözlerim kısa bir an saçlarının rengine takıldı. Koyu ve çekici bir rengi vardı.

"Hayır Kağan ya. Bak şimdi bu arz eğrisi. Fiyat ile arz pozitif ilişkilidir. Yani fiyat artarsa arz da artar. Bu önemli. Bunu sakın unutma." Aniden önümdeki kitapları ve defteri alıp yere fırlattı. "Lan ne oluyor?"

"Sıkıldım. Anlamıyorum. Sınavda kopya mı çeksek?"

"Kağan lisede miyiz anasını satayım? Ne kopyası?" Sinirlenmiştim. Bir kaç saattir ona ders anlatabilmek için kafa patlatıyordum.

"Gel balkona çıkalım biraz." Ayağa kalkıp elini uzattı. Elini sallayınca tutmam gerektiğini düşünüp elini tuttum. Beni balkona sürükledi. "Bak şu karşı evi görüyor musun?"

Parmağı ile işaret ettiği yere baktım. "Ne olmuş o eve?"

Sırıttı. "Genç bir kadın var. Kocası yaşlı biraz. O iş seyahatine gittiğinde onu boynuzluyor."

"Sen nereden biliyorsun?"

"Hey yavrum hey. Bu balkon nelere kadir bir bilsen?" Gülmesini karşılık ben de gülümsedim.

Bir elini omzuma yaslayarak bir şeyler anlatmaya devam etti. Bana olan yakınlığı hoşuma gidiyordu. Alt taraflardaki hareketlenme ile midemin karıncalandığını hissettim.

"Beni dinliyor musun? Bir şey anlatıyoruz herhalde." Cevap vermeyince söylenmişti.

"Şey... Dinliyorum." Bir şey demeden içeri yürüdü. Arkasından yürüdüm. "Bozuld-."
Balkondan içeri girerken beni kolumdan çekerek balkon kapısının arkasındaki kitaplığa sırtımı yasladı. Dudaklarını dudaklarıma bastırınca cümlemi boğuk bir şekilde ağzının içine tamamlamıştım. Başını ellerimin arasına alıp dilimi ağzına sokmuştum. Ellerini açarak arkamdaki kitaplığa dayanmıştı. Öpüşme derinleşince kendini bana bastırdı. Ağzına bir inilti bıraktım. İşler çığrından çıkmadan nazikçe göğsünden ittim. "Gitmem gerekiyor." Hızlıca eşyalarımı toparlayıp kapıya yöneldim.

"Nereye?"

Cevap vermeden evden çıktım. Ben bahçeyi geçerken balkona göz ucuyla baktım. Balkona çıkıp beni izlediğini farkettim. Hiç bir şey demedi. Dış kapıya kadar koşturarak çıktıktan sonra sağa dönüp duvara sırtımı yasladım. Ellerimi dizlerime koyarak öne eğildim. "Ben ne yapıyorum. Adam gelmiş beni öpüyor. Ben de buna izin veriyorum." Derin bir nefes verdikten sonra doğrulup yürümeye devam ettim.

****
Artık buluşturayım dedim. Text bölümler ağırlıklı olacak ama arada düz yazılar da gelecek. İyi okumalar.

ADAMIM (GAY) (Texting)Where stories live. Discover now