57

704 46 80
                                    

Okan

Gülmekten karnıma ağrılar girmişti. Mete bana anlattığı olayı kız arkadaşına anlatınca kız aniden 'Mete, Allah belanı versin!' diye bağırmıştı. Mete de şaşkınlıkla hay senin ananın ben diye garip bir tepki verince kız da ona küfredip telefonu Mete'nin yüzüne kapatmıştı.

Kağan gülmemek için dudaklarını birbirine bastırarak konuştu. "Aşkım, yeter artık. Çocuğun ilişkisinin içine ettin. Bir de üstüne gülüyorsun." Kendi gülerken bana gülme demesi ayrı bir ironiydi.

Gülerken konuşmaya çalıştığım için kesik kesik konuşarak cümleyi zor tamamladım. "Ama...bu manyak kıza... ananın deyince bir anda...of çatlayacağım." Mete ise bize aldırış etmeden başını ellerinin arasına almış bir vaziyette gözlerini yere dikmişti.

Kağan kafasını Mete'ye doğru sallayarak işaret etti. Gözlerimi kırparak kafamı hafifçe salladım. "Kanka,tamam üzülme. Ben halledeceğim."

Kafasını kaldırıp boş boş bana baktı. "Nasıl?"

"Yeni bir gülme krizine girmek üzereyim ama yine de soracağım. Olum kıza , hay senin ananın diye küfür mü edilir? Hem suçlusun hem güçlüsün." Daha fazla dayanamayıp tükürükler saçarak gülmeye başladım. Kendimi koltuğa bıraktım.

"Ne bileyim ya? Öyle bir bağırdı ki, şaşkınlıktan ne diyeceğimi bilemedim. Ben aslında onu içimden diyecektim." Benim gülmeme aldırış etmeden sorumu cevaplamıştı.

"İçin dışın birmiş kanka." Dayanamayıp yine kahkaha atmıştım.

"Dalga geçme artık çocukla ya." Kağan önceki hâline göre daha ciddiydi.

"Tamam, tamam." Boğazımı temizleyerek gülüşümü bastırmaya çalıştım. "Bugün onu kendi haline bırakalım. Siniri geçtikten sonra ben onu yarın arayıp ikna ederim."

Kağan tek kaşını kaldırarak dikkatini bana vermişti. "Nasıl olacak o iş?"

"Aşkım, kıza oyun oynadığımızı söyleceğim. İnanmazsa her türlü yolunu bulurum ben."

"Sen hayırdır lan? Dolap mı çevireceksin? Üç kağıtçı mı olacaksın başımıza?"

"He aşkım. Beyaz ticaretine gireceğim hatta. Vur dedik, ebesini belledin."

"Deyimleri kendi malın gibi değiştirme." Sırıtarak yanıma geldi. Kollarını boynuma doladı. "Geç oldu. Uyusak mı artık?"

"Hmmm, şey diyorsun. Uyuyalım aşkım." Sırıtarak kaş göz işaretleri yapıyordum.

"Yoo, bir şey demiyorum. Düz uyuyalım diyorum."

"Hadi hadi." Ellerimi beline koyup onu kendime bastırdım. Boynundan öpüp geri çekildim. "Tek kale maç diyorsun."

"Hayır Okan. Öyle bir şey demiyorum."

"Anladım ben seni. Sınırdan geçiş izni vereceğim diyorsun."

"Of! Hayır anasını satayım. İnsan gibi uyuyalım diyorum." Tavana bakarak aldığı nefesi bıraktıktan sonra yüzüme bakarak dudaklarını oynatmadan mırıldandı. "Adam arkada oturuyor. İyice arsız oldun sen."

"Şşşt, tamam yavrum. Anladım ben seni. RTÜK bu gece briç partisinde, biz de her türlü yasaklı sözcüğü kullanalım diyorsun." Yamuk bir gülümseme ile yüzüne bakıyordum.

Geri çekilip karnıma sol yumruğunu orta şiddetle geçirdi. "Ebenin ki diyorum. Yeterli mi? Yürü hadi, zıbarmaya gidelim."

"Ah! Ulan yavaş ya." Karnımı refleks olarak içeri çekip belimi büktükten sonra tekrar doğruldum. Kağan'ın peşinden giderken Mete'yi salonda unuttuğumuzu farkettim. "Aşkım,dur. Adam salonda kaldı."

ADAMIM (GAY) (Texting)Where stories live. Discover now