25: ayın çocuğu diyeceğim sana (final)

1.4K 160 217
                                    

-4 yıl sonra-

Taehyung'dan

"Kim neden iş arkadaşını kaydederken yanına kalp koyar ki?" Elindeki telefonumla rehberimde gezinen sevgilimi izliyordum, kaşlarını çatarak ekrana bakıyordu beş dakikadır. "O kalbi döverim ben, kimleri kalbe alıyorsun Taehyung!" Bana içten bir şekilde güvendiğini biliyordum ama yine de bu kıskançlıkları kaç yıldan beri tadımız tuzumuz olmuştu bizim.

"İlk iş günlerinde hemen nasıl olurda kalp koyacak kadar yakınlaşırsınız aklım almıyor!" Çok şirindi ama müdahale etmezsem gerçekten iş ciddileşecek gibiydi. "Üniversitede çok karşılaşıyorduk ve aynı yerlere düştüğümüzü görünce de arkadaş olmaya karar verdik, neden basit bir kalp için bu kadar üzüldün ki? Senin yanına da koyarım sevgilim." Yüzü değişti aniden, sanırım ciddiydi az önceki tavırlarında.

"Beni basit dediğin bir kalbe mi yakıştırdın?" Gözleri dolduğunda inanamamıştım ona, tartışma(?) nedenimiz bu kadar saçmayken birde üstüne üstlük ağlayacaktı... Ayağı kalktım ve beline sardım kollarımı, karşılık vermedi ama yaklaştığını hissetmiştim. "Şuan çok saçma bir şey yüzünden ağlıyorsun biliyorsun değil mi?" Telefonumu yanındaki masaya koydu ve dayanamayıp kollarını boynuma sardı. "Biliyorum ama canımı sıkıyor bu sosyal halin."

"Beni onlarla eşit görüyormuşsun gibi hissediyorum mesela." Böyle söyleyince sanki sevgimden hiç taviz vermiyormuşum gibi hissetmiştim ama bu cidden saçmaydı. Birlikte olduğumuz beş sene geldi aklıma, güzel anlarımızın hepsi gözümün önünden geçti ve saçlarından öptüm Jimin'in. "Sana aşığım ben," bence bu sözüm arkadaş olduğum herkesten farklı olduğunu bilmesi için yeterdi. Kalbim ona aitti sadece, sadece onun için yaşıyordum ben. Hayatı, hayatım olmuştu.

Mutlu olma sebebim bile oyken nasıl onu basit bir insan olarak görebilirdim ki?

"kalbim sana aitken neden basit bir kalbi onlara çok gördün ki?" Gülümsedi bu söylediğimle, gözleri kısılmış ve yanakları daha çok öpülesi olmuştu. Öptüm o şirin yanaklarından, sonra da saçlarını okşadım. Bir süre öylece sarıldık sonra da koltuğa geçtik. "Yarın dersim yok, yanına gelmek istiyorum. Umarım kalp koyduğun insanlar rahatsız olmaz."

Kahkaha atmıştım, attığı tripler umurumda değildi. Cidden çok zevkliydi izlemesi. "Gülmesene! Kıskanmam zevk mi veriyor sana?" Cevapsız bırakmıştım bu sorusunu, gülüşüm ve sonrasında dudaklarından çaldığım bir öpücük bile bir cevaptı aslında.

-2 hafta sonra-

Jimin'den

"Nereye gideceğiz Taehyungie?" Telefondan bir saate hazırlanmamı söyleyen sevgilime yöneltmiştim sorumu. Sesi fazla telaşlı ve aynı zamanda heyecanlı geliyordu. "İşten geldikten sonra zaman geçiririz diye düşündüm, yemek yeriz güzel bir yer biliyorum." Gülümsedim ne kadar en iyisi olmak için gün boyunca çabalasa bile, yine bizi düşünüp bir şeyler ayarlamaya çalışıyordu. Çoğu zaman meşgul oluyorduk ve ayrı kaldığımız bir gün daha bitince kendimizi birbirimize sarılırken buluyorduk her gece. Yine birbirimizde dinleniyorduk, huzur buluyorduk.

Ve her ne kadar yorulsam bile onu gördüğüm ilk an her şeyi unutabiliyordum, bana verdiği enerji ve sevgi çok fazlaydı. Özlesem bile gördüğüm zaman özlemimi unutuyordum, daha nasıl anlatabilirim ki? "Tamam, çok güzel olur. Ben hazırlanıyorum o zaman." Mutlu bir şekilde cevap verdiğimde o da neşeli bir sesle cevap vermişti bana; "O zaman ben seni alırım bebeğim evden, sıkı giyin biraz da hava soğuk." Sıcak cümlesiyle içim kıpır kıpır olurken odamıza yürüyordum yavaşça. "Tamam, sıkı giyineceğim. Dikkatli ol, seni seviyorum."

unadulteratedWo Geschichten leben. Entdecke jetzt