23: dokunmaya kıyamayacağım kadar güzelsin. (♡)

1.5K 195 74
                                    

Beni kucağına aldığında buraya gelmeden önceki heyecanımdan on kat daha fazla bir heyecan yaşamıştım. Odasına geçtiğimizde beni yatağına bırakmış ve üstümdeki yerini almıştı. Aramızdaki utancı yok etmek çok zordu, hem de bana sürekli gülümseyen bir Taehyung varken daha da zordu.


Yüzündeki ellerimle kafasını biraz daha yaklaştırmış ve öpmeye başlamıştım dudaklarını. Ensesindeki saçlarını okşuyordum aynı zamanda, saçlarını çok seviyordum. Dudaklarımdan ayrılıp boynuma yönelmişti, elini tişörtümün içine gönderdiğinde ürkmüştüm. Sağ elim tişörtünün eteklerindeydi, üstümde doğruldu ve çıkarmama yardım etti.

İlk defa görmüştüm vücudunu, her şeyiyle büyüleyiciydi. Alt dudağımı ısırırken Taehyung ile göz göze gelmiştik, yanaklarım yandığında gülmüştü. "Çok şirinsin, sana dokunmak istemiyorum." Saçlarımı okşadı. Ortamı bozduğumu düşünmeye başlamıştım, ben de doğrulup tişörtümü çıkardığımda Taehyung'un yüzündeki değişimi fark etmiştim. Bakışları bile değişmişti.

Baktığı yere baktığımda şaşırmıştım, vücudumda morluklar vardı belirli yerlerde. Babam yüzünden olmuş olmalıydı. Tekrar Taehyung'a baktığımda gözlerindeki buğuyla karşılaştım, benim canım acımıyordu ama onun ne kadar üzgün olduğunu tahmin edebiliyordum. Sürekli söylüyordu bana beraber olmamız gerektiğini fakat dinlememiştim onu, çok pişmandım. Şiddet olduğu için değil, Taehyung'un gözlerindeki o acıyı gördüğüm için pişmandım.

"Özür dilerim." Havadaki elini tuttum ve sarıldım ona, ortamı biraz daha iyileştirmek, sakinleştirmek için. Hıçkırığını işitmiştim, artık emindim bir şeyler olduğundan. Onun yarası vardı.

"Lütfen ağlama bebeğim." Gözyaşlarını teker teker silerken aynı zamanda boynundan öpmüştüm, sakinleşmiyordu daha fazla artmıştı şimdi gözyaşları. "Özür dilerim, özür dilerim, özür dilerim seni dinlemedim... seni üzdüğüm için özür dilerim." Sonlara doğru sesim titremişti, elini elimden ayırdı ve saçlarıma dokundu.

"Özür dileme, her özür dilediğinde daha da canım yanıyor. Lütfen özür dileme artık. Dayanamıyorum, sana on yedi yıl boyunca yaşattıkları şeylerin aynısını onlara da yaşatmak istiyorum. Canımı yaktıkları için canlarını yakmak istiyorum, kendi babama yapamadıklarımı onlara yaşatmak istiyorum..." Derin bir nefes alıp ondan ayrıldığımda, göz göze gelmiştik. Ağlamıyordu artık, tek tük gözyaşlarını da silip yanağından öpmüştüm. "Şimdi bunları düşünmeyelim sevgilim." Gülümsedi, hep böyle olsun istiyordum hep bana gülümsesin, hep mutlu olalım.

"Haklısın, sanırım gerçekten atmosferi mahvettim." Az önceki konumumuzu aldığımızda bu sefer ikimizde gülümsüyorduk, atlatabilmiş değildik ama kendimizi daha çok yıpratmaya da niyetimiz yoktu. Sonuçta beraberdik, hiçbir şeyin önemi yoktu benim için. "Yerinde bir tepkiydi, mahvetmek ile sen aynı cümlede bile geçemezsiniz."

Üstüme eğildi. "Seni çok seviyorum." Aklıma oturma odasında konuştuklarımız geldiğinde sırıtmıştım, aşkımı istediğini söylemişti. Vermeliydim. "Bende seni." Tekrar dudaklarımız birleştiğinde öncekinden daha duygusaldık, daha derinden öpüyorduk birbirimizi. Eli morluklarımda dolaşıyordu aynı zamanda.

Her şey bana her dokunuşunda yaralarımın etkisini kaybetmesi gibi çok güzel olacaktı, her bana elini verdiğinde, her kucaklayışında hissettiğim o kelebek hissi kadar güzel olacaktı.

Bu gece bu odadaki tek his sevgiydi, kaygı yoktu, annem yoktu, babam yoktu. Sadece Taehyung vardı, sadece onun varlığı ve sevgisi...

Ağlamıştı ilk başta, pişmanlığımı yeniden yaşamıştım. İkimizde ağlamıştık ama aynı zamanda da beraber gülmüş ve birbirimize ait olmuştuk... ona bir kez daha aşık olmuştum bu gece.

Bana hem gülmeyi hem de kendime değer vermeyi öğretmişti Taehyung, ona minnettardım. İyi ki sevmişti beni, iyi ki tanımıştım onu. En güzel duyguları onunla yaşamıştım ilk defa, yanımda olmuştu her defasında. Bu gece her zaman onun yanında olacağıma dair söz vermiştim. Güzel gülümsemesini sunmuştu bana, kolunu belime koymuş bir kez daha öpmüştü beni. Sonra yorgunluğumuzla duş almadan uyuya kalmıştık.

Geleceğimiz hakkında tek bildiğim şey artık kimsenin mutluluğumuzu bozamayacağıydı. Bir beraberken asla yıpranmazdık.

-

25 Aralık notu;

Bu bölümü silmek ile silmemek arasında kaldım... normalde smut yazmaya son derece utanıyordum ve ilk smutunu ise minnoş karakterimin olduğu bir kitaba vermek çok kötü hissettiriyor... keşke yazmasaydım diye düşünüyorum... rahatsız ediyor beni artık, belki silebilirim ve eğer ki silersem bilin ki benim içim daha çok rahat edecek ve bu bölüme verilen her oyda kendimi küçük görmeyeceğim.

Aynı saatler içerisindeki güncellemem:

Smut yerine fazlaca sevgi dolu o anlarda yaşanan duyguları belli etmek istedim, sileceğim dedim ama direkt silmek değildi kastettiğim yani... böyle daha çok içim rahat edecek. Her neyse, iyi okumalar değerli okuyucularım...

 Her neyse, iyi okumalar değerli okuyucularım

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
unadulteratedWhere stories live. Discover now