20: gözlerimi senden alamayacağımı biliyorum.

1.8K 224 133
                                    

Yorum yapın birazcık, yorumları okumak bana güç veriyor. Eğleniyoruz. :) 💙

Dudaklarıyla dudaklarımı örttüğünden beri titriyordum, ciddi anlamda bir titremedi bu. Vücudumu kontrol edemiyor gibiydim, bütün ipler ondaydı. Belimden sıkıca tutarken aynı zamanda öpüşünü derinleştiriyordu. Ellerimi omzuna yerleştirdim.

Abartısız iki, üç dakika ayrılmamıştık birbirimizden, sonrasında yavaşça ayrılmıştı benden. Derin nefesler aldığımda o da gülümsedi ve yanağımı öptü. Ellerini belimden ayırmamıştı ve gözleri yüzümdeydi gülümsüyordu. Sırf bu bakışları ve mimikleri yüzündendi benim titreyişim, beni tutmasa düşebilirdim belki de.

"Seni bir süredir seviyordum aslında, yaptığım yanlış bir şeydir diye düşünmüştüm. Çünkü senin bunu nasıl karşılayacağını bilmiyordum. Filmi izlerken bile korkmuştum..." Gülümsedim. O en azından duygularının farkındaydı, ben anlamamıştım hiç. Belirtilerim vardı belki de ama arkadaşım olarak o kadar benimsemiştim ki onu. Hiç arkadaşımın olmaması yüzündendi sanırım...

"Bende seni seviyorum Taehyung." Kaşlarını kaldırmıştı ensemdeki saçlarımı yavaşça okşarken. Yüzünden gülümsemesi eksik olmuyordu bu son 5 dakikadır. Beni öperken bile güldüğünü hissetmiştim. "Her şeyi geç anladığım gibi bunu da geç anladım sanırım..." Gözlerini devirdi, sürekli kızıyordu bana bunun yüzünden. Bana sürekli saf olduğumu söylerdi, safların insanlarda geri zekâlı algısı yarattığını da eklerdi.

Bir gün ayrılırsak bu benim kendimi sürekli küçümsediğimden olacaktı sanırım... Elimi kavradı ve oturma odasına geçtik. "Ikinci bir film için hazırlıklı değilim." Kahkaha atmıştı, gerçi şu saatten sonra filmde izleyemezdik. Gözlerimi alamıyordum ondan, sürekli az önce olanlar geliyordu aklıma.

"Zaten bir film açarsak gözlerimi senden alamayacağımı biliyorum." Gülümsemiştim buna, utanıyordum ama belirsizdi artık. "İkimiz de uygunsuz sahne çıkar diye korktuğunu biliyoruz. Farkındasın." Koltuğa oturduk, birbirimizi göremeyecek kadar karanlıktı oda. Ikimiz de şikayetçi değildik. "Farkındayım çünkü utanıyorum." Beklemiyordum bu yanıtı işte, gülmemek için yanaklarımın içini ısırdım.

Kafamı omzuna yasladım. "Sanırım aileme iyi bir açıklama yapmam gerekecek." Kaşlarını çattığına emindim, bunu beklemiyordu kesinlikle. "Ne için?" Omzundan kaldırdım kafamı. "Bunu iyi karşılamazlar." Gözlerini devirdi.

"Onlara hâlâ ailem dediğini göze almazsak neden umrunda oluyorlar? Onları sevmediğini söyleyen sensin. Seni sevmediklerini sürekli dile getiren sensin. Yoluna bak, kimse bizi ilgilendirmez." Kafamı salladım, haklıydı. Tek odağım Taehyung'du başından beri, şimdi neden onları umursuyordum ki? Beni bir defa bile düşünmemişlerdi.

"Ama eğer ki benden sırf bu yüzden ilişkin-" Doğrulup ben öpmüştüm şimdi onu, bu ona karşı kabullenişim ve cevabımdı. Kalçamdan kavrayıp kucağına oturttuğunda kafamı yatırmış ve ağzımı aralamıştım yavaşça. Bunun hiç sonlanmamasını dilemiştim o ara, belki çok saçma bir istek olabilirdi ama onunla okulda yakın olduğumuzdan beri bunu istediğim de bir gerçekti.

Şimdi duygularım yavaşça şekil alıyordu, belki de ben veriyordum o şekli. Çünkü duygularım başından beri varlığını sürdürüyordu Taehyung'a ait kalbimde.

TEXTING

Taehyung:

Geldin mi eve Jimin?

unadulteratedWhere stories live. Discover now