~15.BÖLÜM~

1.4K 84 122
                                    

Medya: Ömer ASLAN

Kısa bir açıklama yapmak  istiyorum. Bu bölümde Azerbaycan dili kullandım. Çeviri kullandığım için hata çıkabilir. Bilen varsa ve eğer yanlış yazmışsam uyarmanızı rica ediyorum.

IYI OKUMALAR❤

Nehir KOÇ

Annen öldü!

Insan hayatında kaç defa yıkılır? Kaç defa çaresiz hisseder? Kaç defa ne yapacağını bilemez?

Gözlerim dolu dolu Halime teyzeye bakıyordum.

"Yalan, yalan söylüyorsun! An-annem ölmedi, değil mi?" diye sordum çaresizce başımı sağa sola hızlıca sallayarak.

Halime teyze gözleriden akan yaşlarla bana bakıp yeniden bakışlarını yere çevirdi.

"Bir şey söylesene! Ölmedi desene! Annen ölmedi de. Yalvarırım ölmedi de Halime teyze. Annen seni bırakmadı de! Ölmedi de ne olur!" diyerek ağlamaya başladım.

Insanın annesi ölür mü hiç? Anneler çocuklarını üzmezlerdi ki. Benim annem de beni üzmezdi,yalnız bırakmazdı. Ben, ben onsuz ne yapardım? Söz vermiştim anneme. Onu babamın elinden kurtaracaktım. Verdiğim sözü tutamamıştım. Onu babamdan kurtaramamıştım.

Her şey babam olacak adam yüzündendi. Onun yüzünden ölmüştü annem. Hayatı boyunca sadece acı çekmişti. Tek istediği biraz huzurdu ama bunu yaşayamadan gitmişti.

Gözlerimden akan yaşlar ve öfkeyle birlikte direksiyona vurmaya başladım.

"Her şey onun yüzünden! Hayatımı çaldığı yetmiyormuş gibi annemi aldı benden. Öldüreceğim onu öldüreceğim!" diyerek arabayı çalıştıracaktım ki Halime teyze
bana engel oldu.

"Yapma Nehir. Babanın gözünü hırs bürümüş. Eğer bu öfkenle yanına gidersen seni öldürür." dedi.

Hâlâ ıslak olan gözlerimle " Ne yapayım? Annem ölmüş ve o hâlâ beni kullanmanın peşinde. Böyle bir adamın nefes alması zoruma gidiyor. Onu öldüreceğim." dedim öfkeyle.

"Bunu yapamazsın. Eğer yanında güçlü biri olursa o zaman onu öldürebilirsin. Bunu tek başına asla yapamazsın kızım."

Halime teyzenin söyledikleri doğruydu. Her ne kadar onu şimdi öldürmek istesem de bunu yapamazdım. Bunun için de onun en büyük düşmanına gidecektim. Ömer ASLAN'A. Zeynep'e yaptığım için benimle görüşmek istemeyecektir ama ne olursa olsun onu ikna edecektim. O adamın daha fazla yaşamasını istemiyorum.

Halime teyzeye bakıp "Annemin mezarı nerede biliyor musun?" diye sordum gözlerim bir kez daha çaresizce dolarken. Halime teyzenin başını aşağı yukarı sallamasıyla arabayı çalıştırıp sürmeye başladım.

Halime teyzenin yönlendirmesiyle ormanlık bir alana geldik. Bir mezarlığa bile götürmemiş. Ormanda öylece bir yere gömmüş annemi. Ormanın içine doğru ilerledikten sonra Halime teyzenin 'Burada dur' demesiyle arabayı durdurdum.

Derin bir nefes alıp arabadan indim. Halime teyze de indi. Boğazım düğümlenmiş bir şekilde etrafa bakıyordum. Bakışlarımı Halime teyzeye çevirdiğimde eliyle karşıda araba farının aydınlattığı ağacı gösterdi.

"O ağacın orada." diyerek yaşlı gözlerle bana baktı.

Göz yaşlarım görmemi engellerken ağaca doğru yürümeye başladım. Yaşlar mezarın başına geldiğimde gözlerimden yanaklarıma doğru akmaya başladı.

Hıçkıra hıçkıra ağlayarak diz çöktüm annemin mezarının yanına.

"Annem! Sana söz verdiğim yer burası değildi ki?.. Sana söz verdiğim hayat bu değildi." diyerek toprağın üstüne kapanıp hıçkıra hıçkıra ağlamaya devam ettim.

KALBİN İŞİ AŞKWhere stories live. Discover now