~14.BÖLÜM~

1.3K 85 81
                                    

Medya: Zeynep ASLAN

Zeynep ASLAN

Sol elime batan şeyle gözlerimi hafifçe araladığımda bunun Ömer'in sakalları olduğunu gördüm. Yan yatıp başımı sağ elimin üstüne koydum ve hâlâ sakalinda olan diger elimle birlikte gülümseyerek yüzünü incelemeye başladım.

Hâlâ bu olanlara inanamıyordum. Hiç tanımadığım üstüne üstlük evlendigim adamı artık seviyordum. Gerçekten de aşkı biz seçmiyormuşuz. Aşk tesadüflere bağlı olan bir şeymiş. Ya da bana öylesi denk geldi. Iyi ki de geldi.

Elimi Ömer'in sakalından çekip yanağına doğru götürüyordum ki "Sakalımdaki sıcaklığını sevmiştim." demesiyle elim havada kaldı.

"Bence bunu daha çok seveceksin." deyip yanağını öptüm ve hemen geri çekildim. Ömer gözlerini açmadan sırıttı.

"Evet haklısın, bunu daha çok sevdim. Belki biraz daha seveceğim bir şey yaparsın? Mesela bir öpücük daha?"

Ne demek istediğini anlamıştım ama yapmayacaktım. Sonuçta kız evi naz evi. Bu cümle sanki kız istemede söyleniyordu. Olsun canım ben söyledim oldu.

"Peki, bekle." deyip yataktan kalktım ve kapıya doğru gidip açtıktan sonra arkamı döndüm. Ömer kapı sesini duymuş olacakki dirseklerinin üstünde doğrulup ne yaptığıma bakıyordu.

"O istediğin öpücük öyle kolay değil. Bunu haketmen lazım." deyip odadan çıktım ve kapıyı da arkamdan kapattım.

Sırıta sırıta karşı odaya doğru gidip içeri girdim. Hızlıca üstümü değiştirip odadan çıktım. Aşağıya indiğimde Ömer'in de aşağıda olduğunu gördüm. Mutfağa baktığımda Melike Hanım'ın orada olmadığını gördüm. Tam onu soracakken Ömer beni görüp yanıma geldi.

"Melike Hanım bugün öğlene kadar gelemeyecekmiş. Kızı bugün doğum yapıyormuş, izin istedi ben de verdim." dedi.

Ömer bana ne yaptığını söylüyordu. Ilk defa emir vermeden konuşuyordu. Ey aşk sen nelere kadirsin. Ömer elini gözümün önünde salladığında kendime geldim.

"Ben çıkıyorum Zeynep." deyip çıkışa doğru ilerlemişti ki ona seslendim.

"Ömer?"

"Ne oldu?" diyerek arkasını döndü.

"Şey bugün öğlene kadar işe gitmesen de birlikte vakit geçirsek olmaz mı?" diye sordum masum masum bakarak. Belki şartları biraz zorluyordum ama ona sormak istediğim şeyler vardı.

Ömer biraz düşündükten sonra "Peki." dediğinde yüzümde kocaman bir gülümseme oluştu. Bu beni ilk kez onayladığı bir şeydi. Ben bu Ömer'i daha çok sevmeye başladım galiba.

Ömer cebinden çıkarttığı telefonla birine mesaj attıktan sonra bana doğru geldi.

"Ne yapıyoruz?" diye sordu.

"Kahvaltı." dememle başını aşağı yukarı salladı. Hızlıca masaya kahvaltılıkları getirdik. Evet inanması güç olsa da Ömer de bana yardım etmişti. Çayı da demledikten sonra kahvaltımızı yaptık. Kahvaltıdan sonra koltuklara geçip oturmuştuk.

Ömer derin bir nefes alıp verdi. "Peki şimdi ne yapacağız?"

"Soru-cevap." dedim. Sonuçta merak ettiklerim vardı ve bunları öğrenmeliydim.

"Ne gereği var şimdi?" diye itiraz etti.

"Birbirimizi tanımak için soru sormalıyız. Hem ben senin hakkında hiçbir şey bilmiyorum."

KALBİN İŞİ AŞKWhere stories live. Discover now