~26. BÖLÜM~FİNAL~

304 27 86
                                    

Ömer ASLAN

Kolumdan ve bacağımdan yediğim kurşun ve kan kaybı yüzünden neredeyse hareket edemiyordum. Zeynep'e baktığımda yediği iğne yüzünden bayıldığı gördüm.
Levent olacak şerefsiz Zeynep'i kucağına aldı. Bunu görünce delirecekmiş gibi oldum.

Son gücümle ayağa kalktım. "Bırak lan Zeynep'i!" diye bağırdım arkasından. Levent durup arkasına baktı ve Zeynep'i yanında duran adamın kucağına verip  gönderdikten sonra belinden silahı çıkartıp bana doğru döndü ve namluyu bana doğrulttu.

Alaycı bir ses tonuyla "Ölmek üzeresin ama hâlâ kahramanlık peşindesin. Kabul et artık, kaybettin onu." dedi gözlerimin içine bakarak.

Kaşlarımı çatıp "Dua et bugün öleyim. Eğer ölmezsem senin bu hayatta göeceğin son insan ben olacağım." dedim hızlı hızlı nefes alıp verirken.

Alaycı tavrını bozmadan "Hayatindaki herkesi öldürdüm Ömer ASLAN."dediğinde arkama baktım. Herkes kanlar içinde yerde yatıyordu. "Sıra sende..." dediğin de bakışlarımı ona çevirdiğim anda iki el ateş sesi duydum. Kol ve bacağımda hissettiğim acıya göğsümden yediğim iki kurşun daha eşlik etmişti. Daha fazla ayakta duramadım ve sola doğru yere düştüm. Aldığım zar zor nefesler arasında sadece 'Zeynep." diyebilmiştim.  Sonrası bilincimin kapanması ve karanlıktı.

         ●●●●●2 GÜN SONRA●●●●●

Göz kapaklarımı yavaş yavaş açarken ilk gördüğüm şey beyaz bir ışıktı. Gözlerim ışığa alışınca tamamen açtım. Ağzımı kapatan bir şey vardı ve elimle ne olduğuna baktığımda solunum cihazı olduğunu anladım. Şu anda hastanedeydim. Aklıma neden burada olduğum gelmişti. Güçsüz çıkan sesimle 'Zeynep' dedim.

Yanıma üstünde önlük, ağzında maske olan bir doktor geldi. "Uyandığınıza çok sevindim Ömer Bey. Birazdan sizi normal odaya alacağız." deyip gitti. Hareket etmeye çalıştım ama vücudumdaki ağrılar buna izin vermedi. Kısa bir süre sonra hastame çalışanları gelmiş ve beni normal odaya götürmüşlerdi.

Birkaç saat sonra az da olsa kendime gelebilmiştim. Kapı açıldığında içeriye doktor girdi. Yanıma gelip "Sonuçlarınız gayet iyi Ömer Bey. Oldukça zor bir ameliyat geçirdiniz ama çabuk toparlandığınızı söyleyebilirim."

"Diğerleri nerede?" diye sordum gözlerinin içine bakarak.

Doktor "Hepsi kontrolümüz altında." dedi gözlerini kaçırarak. Bu yaptığı hareket kaşlarımı çatmama neden olmuştu. Kolumdaki bandajlı serumu tek seferde çıkartıp ayaklarımı yataktan aşağı sarkıttım. Kolumdan kan aktığını gördüğümde kolumu kendime çekip ayağa kalktım.
Aniden başımın dönmesiyle yataktan destek alıp durdum.

"Ömer Bey!" dedi doktor endişeyle bana bakarak.

"Beni annemlerin yanına götür." dedim net bir şekilde.

"Ama..." diye itiraz edecekken.

"Beni hemen annemlerin yanına götür doktor." diye bağırdım. Doktor bir şey demeden başını aşağı yukarı salladı. Odadan çıkıp koridor boyunca yürüdük.  Bir odanın önünde durduk. Kapıyı açıp içeriye girdiğimde Barış'ı yatakta, Burak'ı da ayakta gördüm.

Öfkeli bir şekilde arkamı dönmüştüm ki doktor çoktan gitmişti. Önüme dönüp onlara baktığımda ikisininde gözleri kıpkırmızıydı. Beni görünce yüzleri bir tuhaf oldu. Içeriye girip kapıyı arkamdan kapattım.

"Nasılsınız?" diye sordum bakışlarımı ikisinin üstünde gezdirirken. Durumları iyi gözüküyordu ama yüzlerinden bir şey olduğu belliydi.

Burak bakışlarını benden kaçırırken Barış konuştu. "Iyiyiz ama..." deyip sustu.

KALBİN İŞİ AŞKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin