Bölüm 35

34.5K 1.9K 168
                                    

Mor ve Ötesi - Bir Derdim Var 🎶

Eylül magazin haberini görmeden 3 saat önce

İki arkadaş derse doğru adımlarken genç kız neşeli bir şekilde üzerinden hala şaşkınlığını atamamış arkadaşıyla dalga geçiyordu.

''Dünyadan Kubilay'a.. Huu aramızda mısın?''

''Ya şaka yapıyosunuz di mi? Kafa buluyosunuz bizle..'' Genç adam hala arkadaşının az önce anlattıklarına inanamıyor gibiydi.

''Ay neden sizle kafa bulalım Kubi yaa. Her şey tam olarak anlattığı gibi işte. Gözlerimle gördüm diyorum. Tanıştım enişteyle.''

''İmzalı forma da isteyeydin bari. Okuturduk.'' Genç kız mavi gözlerini arkadaşının sözleriyle devirirken bir yandan da sınıfa girmişlerdi.

''Kendin istersin Kubi'cim. Ne de olsa senin de enişten.'' Kubilay hala inanmaz gözlerle arkadaşına bakarken dersin başlamasıyla konuşmayı bırakıp not almaya başladılar.

Genç kız arkadaşlarının tepkisi aklına geldikçe kendi kendine gülüyor, yanında oturan arkadaşı ise ara ara kendi kendine Allah'ın işine bak diyip duruyordu. Hayatları Eylül'ün maceralarıyla bir anda hareketlenmişti ve genç kız bundan hiç şikayetçi değildi. Ne yazık ki birazdan telefonuna gelecek mesajın hayatını hiç istemediği yönden hareketlendirecek olayların başlangıcı olacağından habersizdi.

Sıranın üzerine bıraktığı telefonun ışığı yanıp söndüğünde işaret parmağıyla ekrana iki kez vurdu. Ders çok sıkıcıydı ama not alması gerekiyordu, bu yüzden ekrandan bildirimi okumayı seçmişti. Mesajın küçük abisinden geldiğini görünce istemsizce suratını buruşturdu. Dışarıdan tasasız bir hayatı var gibi görünebilirdi ancak ailesiyle yaşadığı problemleri bir tek Eylül biliyordu. Mesajı okumak istemediğinden telefonunu ters çevirdi ancak bitmek bilmeyen bildirimler yüzünden titreyen telefon sıranın üzerinde ses çıkarıp duruyordu.

''Kızım ya titreşimini kapa ya da oku şu mesajları. Asistan kıl kıl bakıyo zaten.'' Arkadaşının kulağına eğilip fısıldamasıyla istemeye istemeye telefonunu eline aldı. Mesajlara girip göz ucuyla okuduğunda tüm neşesi uçup gitmiş elindeki kalemi düşürmüştü.

Derebey ailesinin 3 çocuğunun en küçüğü, tek kızıydı. Tutucu sayılabilecek bir ailede yetişmiş, çoğu şeyi 2 abisinin gözetimi altında yapabilmişti. Çoğu durumda bu normal bir durum sayılabilecekken onun için durum biraz farklıydı. Daha lise sona gelmeden babası taliplerini bir bir eve buyur etmeye başlamış, çoğu durumdan annesinin yardımıyla kurtulabilmişti. Ailesi erkeklerin güdümünde tüm kararları alırken, babası iyi evlat yetiştirmede iyi bir görev yapamamış maalesef abilerini de kendi kafasında yetiştirmişti. Lisede yanında gördükleri her çocuğu fena şekilde dövmüş, kimseyi yanına yaklaştırmaz olmuşlardı. Yaptıkları basit kız kardeşlerini koruma iç güdüsü değildi. Davranışları daha çok patolojikti.

Genç kız evden taliplerini kovmak için her seferinde annesiyle döndürdükleri numaralar aklına gelince burukça gülümsedi. Annesi farklıydı..Ancak gücü yetmemişti. Görücü usulü evlendiği babasını ne kadar sevilebilirse o kadar sevmişti. Babasını ise bilmiyordu. Duygularını göstermeyi pek sevmez, asık suratıyla tüm gün ortalarda dolanır dururdu. Hakkını yememek gerekirse evine sadık, sorumluluk sahibi bir adamdı. Annesine ve kendisine ne kadar baskı yapsa da bir fiske bile vurmamıştı. Ama bu yine de kız çocuklarını bir an evvel everilmesi gereken tehlikeli varlıklar olarak görmesininin yanlışlığını hafifletmiyordu.

Annesinin kansere yakalanmasıyla işler daha da kötüleşmiş, genç kız lise zamanlarında dünyada cehennemi yaşamaya başlamıştı. Lise sona gelip üniversite sınavlarına hazırlandığı sırada, bir kış akşamı annesinin bu dünyadan göçmesiyle dünyası tepetaklak olmuş babası ve 2 abisiyle baş başa kalmıştı. Annesinin de yokluğuyla onlara göre üniversite sınavlarına hazırlanması bile beyhudeydi. Talibini bulana kadar ev işlerine bakmalı, sonrasında da bir an evvel evlenmeliydi.

Sağa Kaydır 🏀Where stories live. Discover now