Bölüm 3- Kurdelesiz de çok güzel.

En başından başla
                                    

Gizem bir ses duyduğuna dahası bir erkek sesi olduğuna emindi. Genç kızın iç sesi üçüncü kapının arkasında onu kötü bir sürprizin beklediğini söylüyordu. Belki bir röntgenci, belki de sesi erkek, vücudu kadın özelliğine sahip olan biriydi kendisine teyze diyen. Genç kız, kapıyı açmazsam içeridekini de görmem, çekip gideyim, duymamış sayayım, o dışarı çıkmadığına göre halinden memnun demek ki... Hayır hayır, olmaz, kaçıp gidemem. O beni gördüyse hep bilecek, kalıp yüzleşmeliyim. Diye düşünürken kendi iç çatışması sonunda kapıyı açma kararı aldı. Çantasını sağ eline sağlamca doladı, kolunu havaya kaldırıp sol eliyle kapıyı itti.

Genç adam gözleri kapalı şekilde klozetin üzerinde oturuyordu. Gizem onu gördüğü anda az önce havaya kaldırdığı sağ kolu aşağı düştü. Sızmış mıydı yoksa uyuyor muydu bilemedi ama eğer uyuyorsa da, hiç uyanmasın diye düşündü. Bu adam genç kızın hayatı boyunca, bu kadar yakından gördüğü, en yakışıklı erkekti. Hollywood yıldızlarıyla boy ölçüşemezdi belki ama Türkiye de bir dizide kesinlikle bir başrol kapabilirdi. Gizem boynunu büküp genç adama bakarken hayranlıkla iç çekti. Adam uyanana kadar onu izleyebilirdi. Hatta onu öylece asırlarca izleyebilirmiş gibi hissediyordu alkolün verdiği tatlı sarhoşlukla. Keşke sen Ersin olsaydın diye düşünürken yakaladı kendini.

Gizem genç adamı hayranlıkla izlerken zihni yıllar öncesine kaçtı. Babasının ona altıncı doğum gününde hediye aldığı kocaman oyuncak bebeği hatırladı. Sarı saçlı mavi gözlü bebeği eline ilk aldığında "Bebek, sen benim hayatımda gördüğüm en güzel şeysin" diye, sevinçle çığlık atmış bebeği yere göğe sığdıramamıştı. Şimdi de aynısını yapmak, genç adamı kucaklayıp gördüğü en güzel şey olduğunu haykırmak istiyordu. Ama bu sızmış sarhoşu, kimse ona kırmızı kurdeleli bir paketle sunmamıştı. Ama kurdelesiz de çok güzeldi. Gizem genç adamı izlerken istem dışı sırıtıyor kendi kendine seviniyordu.

Gizem adamın kendisini duyup duymayacağını anlamak için kısık sesle konuştu. "Beni burada hayaller kurduğum için suçladın ama sende şu anda, klozetle bütünleşmiş gibi görünüyorsun" dedi. Genç adam kıpırdanmayınca umutsuzca yüzünü buruşturdu.

Kerem ise, hareketsiz kalmaya uğraştığı için bedeni kasılacakmış gibi hissediyordu. Kadının bakışlarını üzerinde hissetmekten şikayetçiyse de ne yapacağını bilemiyor öfkesini içinde yaşıyordu. "Çatlak kadın bir de konuşuyor benimle"

Gizem ise genç adamın cevap vermeyişiyle hayal dünyasına daldı hemen güvenlikçilere haber vereyim. onu alıp götürsünler odasına, yatırsınlar yatağına, bende yatayım yanına, sarılıp uyuyayım onunla... diye düşünerek hala kapının önünde dikiliyor kendi kendine sırıtıyordu. Ruhunda hala varlığını sürdüren küçük kızın yanakları utançla kızarsa da genç kız hiç tanımadığı bu adama sarılmayı hayal ettiği için kendini suçlu hissetmiyordu. Tersine, böylesine etkileyici olduğu için bütün suç bu sarhoşundu. Sonra bir anda bazı şeyleri fark etti genç kız;

Ayrıntı 1: Bu yakışıklı adam, o telefonla konuşurken ona laf atmıştı, o anda uyumuyordu.

Ayrıntı 2: Bu yakışıklı adam tuvalette giyinik oturuyordu, madem kalkıp kemerini bile takacak kadar ayıktı bir anda nasıl böyle sızmıştı.

Ayrıntı 3: Çok yakışıklı olması bir şey değiştirmezdi, o kadınlar tuvaletine giren bir erkekti.

Ayrıntı 4: İlk üç ayrıntıya rağmen hala onu izlemeye devam etmek istiyordu. Ama isteklerin bir önemi yoktu. Hazerfan Ahmet Çelebi de uçmayı çok istemişti, bak sonu ne olmuştu.

Genç adamın numara yapıyor olabileceğinden şüphelenince öfkeyle gözlerini kıstı. Ellerini belinin iki yanına koyarken yüksek sesle "Kalk hadi... Uyumadığını biliyorum, kalk da çık şu tuvaletten. Biri gelmeden çık git, herkes benim kadar anlayışlı olmaz." Dedi kararlılıkla.

Öyle sıkı sarıl ki...Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin