15.BÖLÜM

117 43 6
                                    

Vurulmuştuk, ama bu sefer Savaş tarafından değil. Canımı acıtan kurşun izi değil, yaşadığım ihanetler idi.  İnsan öyle bir karanlığın içine düşüyor ki zamanında nefret ettiğiniz kişiyle birlikte oluyorsunuz ve size gerçekleri öğreten ise nefret ettiğiniz kişiler oluyor. İnsanlar zamanla tanınır. Belki bir kaç ay, belki bir kaç sene...

Başımızda toplanan kalabalığa bakıyordum. Herkes telaşla iyi misiniz diye soruyordu. Biz ruhumuzla vurulduk nasıl iyi olabiliriz ki? Ve artık emindim ki yaşadıklarımın hiç birinde Savaş'ın suçu yoktu.

Savaş'a baktığımda yüzünden terler akıyordu. Kurşun benimkini sıyırmış olsa da Savaş'ın durumu iyi görünmüyordu. Sahnede yerde ambulans bekliyorduk. 

Canım yansa da elimi Savaş'ın eline uzattım. Sıkıca tuttuğunda onun canının daha çok acıdığını hissettim.

"Çekilin, yer açın!" 

Sesin geldiği yere baktığımda ambulans ve polislerin geldiğini anladım.

Ambulans görevlileri iki tane sedye ile yanımıza geldi. İlk önce Savaş'ı aldılar. Sonrada beni...

                                                                                              *****

YAZARDAN

Ambulans gittiğinde tekrardan kapşonunun şapkasını kafasına geçirdi ve oradan görünmeden uzaklaştı.

Yürürken birine çarptı ve koşmaya başladı. 

"Hey, dikkat etsene!" diye bağırdığını duydu.

Sokağı döndüğünde kendisini bekleyen siyah arabaya bindi.

"Arın öldü değil mi?"

"Öldü." dedi kızarmış gözleriyle.

"Hedef?" diye sordu sakallı adam.

"Tuğra." dedi.

                                                                                               *****

Karnımdaki sıyrığı hemşire muayene ettikten sonra ayağa kalktım.

"Sizin ki hafif sıyırmış, bir sorun yok şimdilik. Sadece gündelik muayenenizi yapın yeterli." dedi reçete yazarken.

Uzattığı reçeteyi elime aldım.

"Peki, o?" diye Savaş'ı sordum.

"Maalesef onun ki sıyırmamış. Gerisini doktoruna sorarsın." deyip hemşire odadan çıktı.

Elbiseme baktığımda karın bölgesinde koyu kan rengi belirgindi.

Elim istemsizce dudağıma gitti ve Savaş'ın öptüğü aklıma geldi.

Hızlıca küçük çantamı alıp odadan çıktım ve çıktığımda beklemediğim kişiyi gördüm.

"Sahra?" 

Benim sesimi duyduğunda bana doğru geldi. Telaşlıydı.

"Abim, abim nerede?!" dedi titreyen sesiyle.

"Ameliyatta. Yarım saate çıkar dediler." dedim gözyaşlarımı tutmaya çalışırken.

Gözlerimin dolduğunu görünce beklemediğim hareketi yaptı ve bana sarıldı.

"Abim iyi olacak değil mi?" diye sordu ağlarken.

"İyi olacak, abin çok güçlü. Bizi bırakmaz." dedim sıkıca sarılırken.

SAKAR (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin