Hüzünler; ellerinde küreklerle, yüreğimin üstüne toprak atıyorlar. Yüreğim hâlâ diridir; fakat sesi sedası kesilmiştir. Her geçen gün yeni tasalarla boğulur, atılan toprakların altında nefes almaya gayret eder. Toprağın acımasız dokunuşları, yüzeyini aşındırmış; o eski heyecanını törpülemişti. Yüreğim, gömülmek istemiyor; ancak hüzünler karşısında dayanıklılığını yitirmiş olduğunun farkına varıyordu. Ağır geliyordu. Çektiği bu acıyı kaldırabileceğini düşünmüyor, buna bir son vermek istiyordu. Bu keder, içini yiyip bitiriyor; aldığı her nefesin batmasına sebep oluyordu. Bu hüzün, ona çok fazlaydı. Bu hüzün, yüreğime çok fazlaydı.
YOU ARE READING
Konuşamıyorum
Teen Fiction| söyleyecek fazla sözüm yoktur, bu yüzden susarım hep. |