₁₆wrong way

5K 482 450
                                    

♫Seni gerçekten hiç tanımamışım. Bunu gerçekten yapabileceğimizi sandım ama aptalmışım. Gençler bazen yanlış insanlara aşık olur.

Oy Sınırı: 90 oy

"Cheol, neredesin!?"

Tek elimle destek alarak oturduğum yerden kalktım. Hızlıca etrafıma bakıp sesin nereden geldiğini algılamaya çalıştım. "Buradayım!" bağırıyordum fakat sesim hiç denecek kadar az çıkıyordu. "Jungkook, beni duyuyor musun?" İçerisinde bulunduğum çaresizlik bütün bedenimin zangır zangır titremesine sebep oluyordu. Beni bulamayabilirdi. Hıçkırarak ağlamaya başladım. "Buradayım." Kafamı yavaşça aşağı eğdim. Gözyaşlarım direkt olarak yere dökülüyordu. Umutsuzdum. Beni bulamayacaktı. 

"Cheol!"

Jungkook'un sesi yakından geliyor gibi dursa da bana çok uzaktı, buna emindim. Etrafta hiçbir şey göremiyordum. Sadece Jungkook'un çaresiz haykırışlarını duyabiliyordum. "Lütfen, beni bul Jungkook." 

"Cheol lanet olsun, neredesin?"

Kafamı kaldırıp tekrar etrafı kolaçan ettim. Sesin geldiği tarafa yürümeye başladım. Gözyaşlarım inatla akarken etrafımda dönüp durdum. Onu göremiyordum. Son gücümle tekrar bağırmaya çalıştım. "Jungkook! Buradayım!" Yine sesim çıkmamıştı. 

Olduğum yere çöküp kafamı dizlerime yasladım. Sessizce hıçkırarak ağladım. İğrenç hissediyordum. Bunların başıma gelmesinin sebebi Jungkook'tu ama ona muhtaçtım. 

Tam arkamda hissettiğim hareketlilik ile kafamı kaldırdım. Birisi hızla bana doğru koşuyordu. Zemindeki yapraklara basarken çıkardığı sesten anlamıştım. Korkuyla olduğum yerden kalktım. Tam arkamı döndüğüm anda biri sıkıca bana sarıldı. O kadar sıkı sarmaladı ki beni, saniyelik olarak nefesim kesiliverdi. "Neden Cheol, neden buradayım diye bağırmadın?" Kafasını saçlarımın arasına gömdü.

Bana sarılan kişinin Jungkook olduğunu fark etmemle gözlerimi sıkıca yumup kollarımı beline doladım. Rahatlama hissi yüzünden gözyaşlarım deliler gibi akmaya başladı. İçin için hıçkırarak kollarında ağlamaya başladım. "Çok korktum Jungkook. Beni sakın bir daha bırakma." O sırada Jungkook, kafasını kaldırıp yavaşça kollarını benden uzaklaştırdı. Onu tekrar kaybetme korkusu yüzünden inatla ondan ayrılmadım. Birkaç saniye daha sarıldım ve sakince ondan ayrıldım.

"Neden beni bırakıp gittin?" Kafamı kaldırıp gözlerinin içine içine baktım. Yanağımdan aşağı süzülen gözyaşını elimin tersiyle sildim.

Donup kalmıştı. Öylece bana bakıyordu. Hiçbir şey söylemiyor, ruh gibi duruyordu.

"Jungkook?"

Gözlerini kaçırdı. "İyi misin?"

Elimi saklamak istercesine arkama götürdüm. Olduğum yerde kıpırdanıp "İyiyim." dedim. 

"Neden bir anda koşmaya başladın?"

Derince yutkundum. "Sen, onu görmedin mi?"

"Kimi?"

Yavaşça dudaklarım aralandı. "Peşimde biri vardı. Ayrıca sen nereye kayboldun?"

Birkaç saniye düşünüp ekledi. "Ağaç kavuğuna bir şeyler kazıyordum."

Kafamı hafifçe öne eğdim. "Seni göremedim." Sinirle kafamı kaldırıp ona baktım ve kaşlarımı çattım. "Sana o kadar seslendim. Neden cevap vermedin?"

"Üzgünüm Cheol. Böyle bir şey olacağını tahmin etmedim."

Etrafta gözlerimi gezdirip "Olan oldu." dedim. "Buradan nasıl gideceğiz?"

Bloody Roses | Jeon JungkookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin