4| Natalie İle Binbir Çeşit Çaylar

1.4K 97 5
                                    

Cassandra kalbi kulaklarında atarak uyandı, ensesi, boynu sırılsıklam olmuştu. Üzerindeki ince şiltesini bir hamlede üzerinden atıverdi. Az önce gördüğü rüya kesinlikle bilinçaltının karanlık yerlerinden çıkmışa benziyordu. Walburga Balck'i görmek belki de en son isteyeceği şeylerden biriyken hem de onu oğlu Regulus ile görmek tahammülü zor bir kâbus oluvermişti.

"İyi misin tatlım?"

Başucunda duran sudan bir yudum içtikten sonra annesine döndü. Matilda Carrow dolabının yanındaki sandalyeye oturmuş endişeli gözlerle kendisine bakıyordu.

"İyiyim anne, kâbus gördüm. Sanırım feci yoruculuk büyücü sınavı yüzünden." Matida Carrow kızının bu haline gülümsedi ama kaşları çatıktı.

"Odanın hali çok hoş!" Annesinin imaları üzerine odasına kısa bir göz gezdirdi, dün ki quidditch antrenmanının etkileri sürüyordu. Odanın köşesine atılmış kıyafetleri dün süpürgesinden bir anda düşmesi sebebiyle kir pas içindeydi, süpürgesi halının üzerinde boylu boyuna uzanıyordu. Dün gece Sirius ile konuşmaları üzerine kafasını dağıtmak için satranç oynamıştı. Parçalanmış vezire piyonlar ağlaşıyor gibiydi.

Önüne düşen nemli saçlarını geriye attı. Sonra aklına bugün ayın yirmi beşi olduğu gelmişti. Natalie ile buluşacaklardı. Hızla ayağa kalkıp dolabının önüne geldi.

"Aklapakla! Cassandra Lysa bu odanın hali nedir? Elinde asa varken bile dağınıksın, ya muggle olsaydın?" Annesinin siyah gözleri eleştirili bir şekilde onu izliyordu sonra ne için odaya geldiğini hatırlar gibi elinin arasında tuttuğu parşömen kâğıdını Cassandra'ya uzattı.

"İhtiyaç listesi, bu sene epey zorlanacaksın küçük hanım."

Cassandra heyecanla yedinci sınıf kitaplarına bakınmaya başladı. Neredeyse her dersin 'usta' 'çok ileri' seviyelerini istiyorlardı.

"Ya," dedi Cassandra. "Bu sene geç kaldılar."

"Sabah Merttebie getirdi, duyduğuma göre Hogwarts profesör kadrolarında değişiklik yapılmış ondandır." Annesi göz ucuyla tablolara bakındı, anında yüzünü buruşturmuştu. Sonra dolabın karşısında pinekleyen Cassandra'ya döndü.

"Bugün alışverişe gidelim, Narcissa Malfoy'un dediğine göre Twilfitt ve Tattings'e harika ipek kumaşı cübbeler gelmiş."

Cassandra Narcissa Malfoy'un adını duyunca bir hoş oldu. Kocasının yakın zaman da Azkaban'a gitmekten son anda kurtulduğunu biliyordu. Annesinin pek de masum olmayan bu kadınla iki de bir buluşması onu rahatsız ediyordu.

"Bugün Natalie ile buluşacağım anne, eksikleri birlikte alacağız." Dedi soğuk bir sesle, şimdi dolabın kapağına gömmüştü yüzünü, annesinin birazdan dırdıra başlayacağını biliyordu.

"O muggle doğumlu kız ile arkadaşlık yapmak da kararlısın yani?" Tam isabet!

"Elbette yani neden istemeyeyim ki?" Eline çiçekli bir elbisesini aldı, kendisine yakıştırıyordu.

"Karanlık Lord gitti, yani senin şu muggleların dediği ergenlik hastalığına yakalandığını düşünmüştüm. Düzene karşı çıkmak falan?" Cassandra annesinin sözlerini iri gözlerle dinledi, annesi bugün farklı frekansta konuşuyordu.

"Anne ben Natalie'yi seviyorum! O benim en yakın arkadaşım."

"Cadılar ile cadılar arkadaşlık etmelidir!" diye araya girdi annesi, kızın çıkardığı kıyafetleri izlerken, Cassandra derin bir nefes aldı.

"Doğrudur annecim. Yani o da cadı ben de cadıyım." Sırıtışı annesinin tehditkâr gözleriyle silindi. Sonra yüzüne en sevimli ifadesini kondurdu, bugün Natalie'yi görecekti ve evden üzgün bir şekilde ayrılmak istemiyordu. "Anneciğim demek istediğim yani ben ve o iyi anlaşıyoruz... Hem biliyor musun birbirimize çok benziyoruz_" Annesi kaşlarını çatmıştı. Harika! "Yani o da quidditch oynuyor bende, hem biliyor musun aritmansi dersini seven nadir kişilerdeniz!"

Karanlıktan AydınlığaWhere stories live. Discover now