12.Bölüm- Pain

983 95 172
                                    


Şarkı- Lovely by Billie Eilish (slowed)🍂

~~~~~


Baekhyun

Karanlık ve ucu bucağı olmayan bir kuyudaymış gibi hissediyordum kendimi. Kalbim kendini siyaha boyamış, matem bayraklarını çekmişti, gönderine. Aldığım her nefes ciğerlerime batarak hayata devam etmemi zorlaştırıyor gibiydi. Aklım ve kalbim arasındaki çatışmada kalbim, ölerek çekilmişti bu savaştan. Artık hayatın bir anlamı yok gibiydi.

Chanyeol'suz geçen günlerim bana azaptan başka bir şey vermiyordu. Onunla başlamadan bitirdiğim bu ilişkinin üzerinden geçen günleri sayamamıştım. Onu, kokusunu, bakışlarını, dokunuşlarını o kadar özlemiştim ki kendimi delirecekmiş gibi hissediyordum.

Her şeyin suçlusu bendim. Ben, onu bile bile öldürmüştüm. Bunu fark ettiğimde ise çoktan iş işten geçmişti. Pişmanlık ateşi beni kavurarak yakarken yüzüme çarpan küllerim lanet okuyordu sanki bana. Kalbim, yüzüme onu kaybettin diye bas bas bağırırken kulaklarım onu duymayı reddediyor gibiydi.

Aslında, her şey şu an oldukça yolundaydı fakat ben o yolda değil gibiydim. Zirvenin en tepesinde keyifle çayımı yudumlamalı, after partylerde sabahlara kadar içerek başarılarımı kutlamalıydım fakat neden mutluymuş gibi hissedemiyordum? Sanki kalbim bile beni terk etmiş gibiydi. Gülmeyi unutmuştum. Ben, yüzüne yapışmış dikdörtgen gülümsemesiyle tanınmış Byun Baekhyun, gülmeyi unutmuştum...

Bugüne kadar her şeyin mükemmel olmasına özen göstermiştim. Hayatımda tek bir pürüzün çıkmaması için kendimi iç dünyama kapatmış, tamamen dış dünyanın yönlendirmeleriyle hayatıma devam etmiştim. Toplum tarafından kabul edilmiş, iyi bir mevki sahibi olmayı da başarmıştım fakat ilk defa bu mevki zerre umrumda değil gibiydi. Sahip olduğum ve ihtiyacım olan şeyle aramda uçurumlar kadar mesafe varmış gibi hissediyordum ve ihtiyacım olan tek şeyin ne olduğunu da biliyordum. Park Chanyeol...

Onunla ilişkimizin böyle olması bizim için en doğrusuydu, öyle olmak zorundaydı fakat neden öyle hissettirmiyordu ki? Ona karşı hissettiğim bu lanet duyguların basit bir hoşlantı olup geçmesi gerekmiyor muydu? Peki neden şu anda ruhum acı çekiyordu? Neden, Chanyeol'u düşünmeden tek bir anım bile geçmiyordu? Lanet adam yüzünden neden günlerdir odamdan çıkamıyordum?

Dizlerimi kendime çekip günlerdir yaptığım tek faaliyet olan ağlama eylemini gerçekleştirirken kendime tekrar ve tekrar lanet okuyordum. Ben, hiçbir şeyi hak etmeyen bencil herifin tekiydim. Her şeyi elime yüzüme bulaştırıyordum hep. Kalbimden geçenleri asla dinlemiyor sürekli aklımın kölesi oluyordum ve bu durumdan deli gibi nefret ediyordum.

O gün, Chanyeol çekip giderken kalbim beni sarsarak gitmesine izin verme diye çığlık çığlığa bağırırken mantığım bırak gitsin, şimdi üzülecek ama sonra alışacaksınız demişti. Ben, mantığımı dinlerken kalbimi tam o anda küstürmüştüm kendime. O da Chanyeol'un peşinden kapıyı çekip çıkarken beni zihnimle baş başa bırakmıştı aslında. Kendimle yüzleşmemi sağlamıştı...

Ağlama seansımı telefonumdan gelen bildirim sesi böldüğünde heyecanla belki Chanyeol'dan bir haber vardır umuduyla hızlıca elime almıştım. Hiçbirimiz haftalardır onunla iletişim kuramamıştık. Yani çocuklardan duyduğum kadarıyla telefonlarına cevap vermiyormuş. Ben, her ne kadar deli gibi merak etsem de aptal gururum yüzünden onu arayamamıştım.

Ekranda Channiee yazısını gördüğümde heyecanla bildirimlere girmiştim. Grupta çocuklarla konuştuğunu görmek hüzünlü bir mutluluk bahşetmişti bana. En azından iyi olduğunu bilmek güzeldi...

LİTOST (Chanbaek)Where stories live. Discover now