7.Bölüm|Dilek

284 61 110
                                    

Oy: 20
Yorum: 70

Yeni bölüm ancak oy ve yorum sınırlarının dolmasıyla gelebilir ❣

Bolca satır arası yorum isterim ✋



Bu bölüm İlahi anlatım ile taçlandırılmıştır.

22 Haziran 2016

Üzerine giydiği açık mavi ve parlak ekru rengine çalan parıltılı elbisesine alıcı gözle baktığında rujunu az evvel sürüp makyajını bitirmişti. Dizini aşan, ince belini sarmalayan elbisesinin altındaki topuklu ayakkabısına baktı. Adeta anahtar kilit misali üzerine oturmuştu kıyafetleri. Gözlerinin üzerindeki ince siyahlıklar daha çerçeveli bir göze sahip olmasına olanak sağlamış ve farklı görünüşlere yelken açıvermişti.

Ne kalın ne ince olan dudakları ise içten dışa doğru açılan bir şeftali tonuyla renklendirilmişti. Kendine bakarak gülmüştü. Sonrasında boğazına gelen düğümle derin nefeslere tutkun hâle geldi. Çünkü en çok bu hâlini annesi ve babasının görmesini istedi. İnce ellerini belinde gezdirdi bir süre, sonra açık kollarına dokundu. İlk defa kendine hayranlıkla baktı. Fakat hâlâ güzelliği dillere destan olan gözlerindeki ıslaklık gitmedi. Kendisiyle gururlanmıştı. Her ne kadar kalbine söz geçiremeyip küçük kaldığını inatla söylese bile, belki de aklen ve bedenen büyüdüğünü ve ayaklarının üzerinde istikrarlı duruşunu ilk defa hissetmişti. Başka hiçbir şeyi değil, sadece kendi varlığını hissetti.

Tekrardan toparlanıp gözündeki ıslaklığı giderdi. Gözlerini yukarı dikip, kuruladı. Sonra tekrardan güzel bir gülüş yerleştirdi yüzündeki edaya. Telefonundaki bildirim sesiyle hızla açmış ve gelen mesajı okumuştu. "Sevgilim, partiye ne zaman gelmeyi planlıyorsun? Zaten birlikte gitmemize izin vermedin ve seni dört gündür doğru dürüst göremiyorum. Seni görmek için sabırsızlanıyorum. Artık gel, seni özledim."

Yüzündeki komik sırıtışı istemsizce yerini bulduğunda kendi kendine kıkırdadı ve "Geliyorum ve bende seni görmek için sabırsızlanıyorum~" mesajını yazıp yolladı. Küçük çantasına cüzdanını, telefonunu ve birkaç makyaj malzemesini yerleştirdi. Dalgalı saçını arkasına atıp önüne gelen birkaç saç tutamını düzenledi. Küçük çantasını omuzuna astı, üzerine elbisesinin rengine yakın olan ceketini giydi. Evinin kapısını bir içtenlikle açtı ve kilitledi. Topuklu ayakkabısının adım sesleri kararmaya yüz tutmuş mavileşen göğün ışıklarında yankılanmıştı. Taxi'nin numarasını çevirip evinin tam önüne bir araba çağırdı. Bir süre sonra göğüsünde oluşan heyecanla gelen araca bindi.
İçindeki duygu tarifsizlikten ziyade o kadar güzeldi ki, kendi bile bunun tarifini bilmek istemedi.

Partinin olduğu mekana neredeyse otuz beş dakikada varmıştı. Üzerindeki tüm zariflikle araçtan indi. Küçük çantasının kulpunu omzuna geçirmişti. Topuklu ayakkabısının topuğundan çıkan  sesler sanki led ışıkların süzüldüğü mekanda, insanların kulaklarında belirginlik bulmuştu. Her bakışı bir insan kalbini çalar nitelikteydi. Zarif elleri ile sağ tarafındaki saç tutamını kulağının arkasına attı. Ceketini çıkarıp ilgili kişiye teslim ettiğinde partinin yaygınlaştığı yere vardı. Etrafına ayrıntılı biçimde attığı bakışlar zafere ulaştığında, karşısında duran genç adamı gördü.

Jimin donmuş, üç metre ötesindeki kadına heykel gibi hareket edemez halde bakıyordu. Genç adamın bedenini tatlı bir huzursuzluk sardı. Onu bu güzellikte kendisi ilk defa görüyorken, etrafındaki onca insanın bu güzelliği görmesine karşı kıskançlık hormonları salgıladı. Ağzından çıkan tek ses şaşkınlık sesi olabilirdi ancak. Yeryüzüne düşen kanatsız bir melek olduğunu düşündü Jimin, fakat o onun yıllarca aşık olduğu kızdı bir melekten ziyade.

Promesa ✦ Park JiMinHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin