12.Bölüm|Göğüsteki sızı

273 44 147
                                    

Oy: 20+
Yorum: 100

Oy verip Yorum yapmayı unutmayın çiçeklerim❀ Böylelikle bölümleri hızlıca ve keyifle yazıp atabilirim 🙏🏻

Takip etmeyi unutma ➼ petaeunia

Bu bölüm İlahi anlatımla taçlandırılmıştır.❅


Şubat 9 2004 / Seul

Soğuk dalların ahengi sallantıyla hareket gösterirken, küçük kar taneleri yere erişiyordu. Her nefeste ufak buharlar ağızdan dışarı akın ediyordu. Bu soğuk ıssızdı, o denli ıssızdı ki ürpermek elde değildi. Yabancı bir huzursuzluk yokluyordu havayı. Yer yüzüne düşen beyazlık güneşin doğmasıyla daha da belirginleşiyordu. Doğan güneşin pek esamesi okunmasa da aydınlık yerini buluyordu yavaştan...

HanSeol, kollarını geriye atıp gözlerini ufak hareletlerle yumarken doğruldu kalın yorganını üzerinden atıp. Yanı başında uyuduğunu sandığı babasını göremeyince odada gözlerini gezdirdi. Babasının küçük koltukta otururken kendisini izlediğini gördü. Ona kocaman gülümsedi. "Günaydın baba." Babası JinYong kızının bu canlı sesini geri çevirmeyip güçlükle gülümsedi. "Günaydın güzelim." JinYong yerinden kalkıp kızının bulunduğu yatağa oturup onun yüzünü avuçladı. "Benim işlerim var, bugün okul çıkışı halangile git." "Senin ne işin var baba?" Gülümseyip "Ziyaret etmem gereken birkaç yer var, ofis bugün yoğun olacak." dedi. HanSeol başını salladığında üzerindeki yorganı tamamen attı. "O hâlde bugün kahvaltıyı ben hazırlayayım sonuçta 11 yaşında, kocaman bir kızım."

JinYong başını salladı. Sanki her zamanki halinden daha farklıydı. Daha sessiz, daha ıssızdı tavırları. HanSeol ayağa kalkıp hızla yüzünü yıkadı. Babası yatak odasını toplarken onun kendisinden daha erken uyandığına anlam verememişti. İşlerinden olduğunu düşünüp kafasındaki tüm sorunu giderdiğinde mutfağa erişmiş, buz dolabına halasının koyduğu bap ve tüm diğer kahvaltılıkları çıkarmıştı. Kendi bardağına süt babasının bardağına meyve suyu doldurmuştu. "Yumurta yiyelim mi baba?" Diye ara holden babasına seslenen HanSeol'ü JinYong kısa süre sonra cevapladı. "Haşlanmış olsun." Gülerek "Her zamankinden!" diye parmağını şıklattı.

Aldığı birkaç yumurtayı kaynamaya bıraktığında mutfağa giren babasına baktı. "Kimchi yapmakta hâlâ başarısız hissediyorum bu yüzden riske atmak istemedim." JinYong gülümseyip HanSeol'ün başını okşadı. "Sorun değil." Birkaç dakika sonrasında kaynayan yumurtaları kabuklarından kurtarıp özenle dilimlemiş ve düz bir tabağa yerleştirmişti. Babası ise onun bu hareketlerini ince ince aklına işliyordu. Annesini kaybettikten sonraki ayakta duruşunu hayranlıkla karşılıyordu. Tüm bu olgun tavırlarını Jimin'e bağlamadan edememişti. Neredeyse her günleri birlikte geçiyordu. Jimin'in ondan bir yaş büyük ve sınıflarının farklı olmasına rağmen sürekli olarak onunla ilgilenmesi onda hiçbir arkadaş eksikliği hissettirmiyordu. Yaşadığı kayıptan sonra sessizleşen HanSeol ancak kendini Jimin'in yanında buluyordu. En samimi kahkahalarını, en hüzünlü ağıtlarını onunla atlatıyordu.

Masaya en son yumurtayı da koyduğunda derince aldığı nefesi vermiş, önündeki kahvaltısına başlamıştı. "Saat tam olarak kaç baba?" JinYong kolundaki ince gümüş saatine baktı. "07.26" HanSeol başını sallayıp çubuklarını birbirine vurdu ağzına yumurtasından bir parça attıktan sonra. "Daha vaktimiz var. Sen ne zaman gideceksin?" "Seni okula bırakmayı düşünüyordum." HanSeol dudağını sola büküp "Jimin ile birlikte gidecektik, istersen kendini okuluma kadar yorma. Sonuçta bugün yoğun olacaksın." dedi. JinYong sağ kaşını imalıca kaldırdığında "Ben bu genç adamı kıskanmaya başlayacağım Han." dedi. HanSeol biraz çekinmişti babasının bu cümlesini duyduğunda. Aradan neredeyse 1 dakika geçtiğinde JinYong yeniden konuştu. "Pekâlâ, Jimin ile git." HanSeol babasına gülümsedikten hemen sonra doyduğunu söylemiş, bir hızla masadan kalkmış ve okul formasını giymek için odasına doğru yol almıştı.

Promesa ✦ Park JiMinOpowieści tętniące życiem. Odkryj je teraz