"Ben direk taht odasına dalıyorum. Odanın kapısındaki askerler Yoobin ve bende. Siz geriye kalan görevlilerle ilgilenin." Bora bindiği atın üstünden bağırdı. "Halk evlerini boşaltmış mıydı?" Atın dizginini tutan Siyeon konuştu. "Onlar köyü terkedeli neredeyse bir yıl oldu. Yoohyeon bizi bulduktan bir hafta sonra tüm halkdan köyü boşaltmasını istemişti. Yani merak etme Bora" Önünde oturan Siyeon'a düşmemek için sıkıca tutunan Bora kafasını sallamıştı.
"Kızlar yaklaştık. Kapıdakileri bereber hallettikten sonra ilk iki kat Gahyeon ve Handong da" Yoobin'in arkasından gelen Handong kafasını 'tamam' anlamında sallarken, Handong'a tutunan Gahyeon ise elini 'tamam' anlamında havaya kaldırmıştı.
"Üçüncü ve dördüncü katlar ise Bora ve Siyeon'a düşüyor. Ben ve Yoohyeon ise taht odasının olduğunu kattayız. Bizim katta tahminen daha fazla asker vardır. O yüzden işiniz bittikten sonra hemen bu kata gelin." Kızlar Yoobin'e onaylar sesler çıkarmışlardır.
Sarayın önüne ulaşmışlardı. Hemen atlarından inerek kapıdaki askerleri halletmişlerdi. Kapıdan içeri girmeden önce Yoohyeon kızlara döndü. "Kızlar eğer bana bir şey olursa şunu unutmayın olur mu?" Kızlar anlamayarak ona bakmıştı. "Ben sizi hep sevdim. Daima da sevmeye devam edeceğim. Öbür dünyaya gitsem bile sizi sevmeye devam edeceğim." Hepsinin gözleri dolmuştu. Birbirlerine deli gibi sarılmak isteseler de sarılamazlardı. Çünkü hepsi da sarıldıktan sonra ayrılamayacaklarını çok iyi biliyordu.
Yoohyeon kapıldığı duygudan kurtulmak için yukarı çıkmadan son kez bağırdı. "HADİ ARTIK MINJI'YI KURTARMAYA"
Yorumlarınızı eksik etmeyin♡
'Seni kanlar içinde görmek istemiyorum'
-Silent Night/Dreamcatcher
YOU ARE READING
👑Endlessly Before My Eyes[Dreamcatcher]✔
FanfictionDREAMCATCHER Geçmişin geleceğe sorduğu sorudaki şıklardan biri seni tahta diğeri ise seni mavi güllerle dolu tabuta götürecek. Sonunda her iki şık da kaybedecek. Ve senin yaptıkların gözlerinin önünden asla gitmeyecek. Roller değişecek ama kader old...