DREAMCATCHER
Geçmişin geleceğe sorduğu sorudaki şıklardan biri seni tahta diğeri ise seni mavi güllerle dolu tabuta götürecek.
Sonunda her iki şık da kaybedecek. Ve senin yaptıkların gözlerinin önünden asla gitmeyecek.
Roller değişecek ama kader old...
Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
"Yalnızsın, yapayalnız" Yoohyeon'un gözleri kıpkırmızıydı. Dostları olmadan bir yıl geçirmişti. Kendi kendine sürekli 'Yalnızsın, yapayalnız' deyip duruyordu.
Bedensizler yetmiyormuş gibi birde yalnızlığı çıkmıştı. Halk ile olan iletişiminde sıkıntılar baş göstermişti. Herkese karşı soğuktu. Halk içindeki bazı kişiler isyan hazırlıklarına başlayacaktı. Biliyordu. Haberlerini almıştı. Ama durdurmak için hiçbir girişimde bulunmamıştı. Çıkarmakta sonuna kadar haklılardı sonuçta.
Kapının açılmasıyla içeri asker girmişti. "Kraliçem özel korumanız Kim Minji sizinle görüşmek istiyor." Yoohyeon sinirle bağırdı. " ONA BURADAN GİTMESİNİ SÖYLEYİN." Yoohyeon Minji'ye çok sinirlenmişti. Arkadaşlarından en azından birinin onu azda olsa anladığını düşünüyordu. Ama belki de yanılmıştı. Onun buraya gelmemesi gerekiyordu. Nasıl gelebilmişti? Neden düşüncesizce davranmıştı?
"SİZ BENİMLE DALGA MI GEÇİYORSUNUZ. BENI YOOHYEON'UN YANINA GÖTÜRÜN." Minji'nin askerlere bağırış sesi tüm sarayı kaplamıştı adeta.
"Gördün mü neler oluyor Yoohyeon. Sen tam bir umutsuz vakasın. Kimseye faydan yok. Onlara hep zarar veriyorsun. Güçlüsün sanıyorsun ama değilsin. Sen hiçbir zaman güçlü olmadın ve olmayacaksın Yoohyeon." Yoohyeon kafasındaki sesleri duyduğu an fısıldayarak konuşmaya başladı. "Evet ben tam bir umutsuz vakayım. Hiçbir zaman da güçlü olmadım ve olamayacağım." Gözünden bir yaş süzülmüştü. Ve duymaya başladığı kahkaha sesleri onu ele geçirmişti.
"Sen cidden salaksın Yoohyeon." Gülme sesi ile karışık bir şekilde duyduğu sesle kafasına keskin bir ağrı saplanmıştı.
Tam o sırada içeri Minji girmişti. Arkasında ise ona engel olmaya çalışan askerler vardı. "Söyle özel çocuklar kim?" Yoohyeon tahtında iki büklüm olmuş bir şekilde kafasında duyduğu seslerin sorusunu cevapladı. "Kim Minji..." Minji adını duymasıyla askere kılıcını doğrultarak bağırdı. " HEMEN KONSEYE HABER VERİN" Askerler odadan koşarak ayrıldığında tahtındaki Yoohyeon'a baktı.
"Teşekkürler Yoohyeon bize çok yardımcı oldun. Sana küçük bir hediye vermemize izin ver. Hediyen tam karşında..." Yoohyeon kafasını kaldırıp karşıya baktığında Minji ona kılıcını doğrulmuştu. "... Ölümünün arkadaşım tarafından gerçekleşmesi sana verilebilecek en güzel hediyeydi Yoohyeon. Bu güzel manzaranın doğallığına engel olmamak için seni serbest bırakıyorum. Korkak hareketlerini görmek için sabırsızlanıyorum Yoohyeon." Kafasındaki ses gülerek konuşmasını bitirmişti. Yoohyeon'un bedeni tamamen serbest kalmıştı ama ne yapabilirdi ki? Elindeki kılıçla ona yaklaşan Minjiye karşı...
Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
![👑Endlessly Before My Eyes[Dreamcatcher]✔](https://img.wattpad.com/cover/220276371-64-k140781.jpg)