1.5

127 11 0
                                    

Adrien kalemini bırakıp Nino'ya baktı. "Konusu hiç açılmadı..." omuz silkti.

Bu sözleri arkadaşının içinde bir şeyler uyandırmış gibiydi. "Ona teknik olarak nişanlı olduğunu hala söylemedin mi!?" Adrien, Nino'nun burnunun köprüsünü tutup iç çekmesini izledi. "Senin arkadaşınım bu yüzden yaptığın her şeyi desteklerim ama hatırlatmak isterim ki ben Marinette'in de arkadaşıyım," sarışın çocuğa büyük bir ciddiyetle baktı. "Onu böyle kandırma ve kalbinin sahibiymiş gibi davranma." Bu iki cümle çok güçlüydü. "Yüzünde patlamadan önce ona anlatmalısın." Dedi Nino ve biraz rahatladı. Vücudu gevşemiş ve arkasına yaslanmıştı.

"Bu konuşmayı nasıl sıradan bir şekilde yapabilirim ki?" iç çekti ve kafasını soğuk tezgâha koydu. "Ortada bir şey yokmuş gibi 'Hey Marinette! Hani şu tiksindiğin kız var ya? Evet, o... Kendisi benim nişanlım. Bu konuda bir seçeneğim yok ama merak etme!' Bu konuşmanın iyi gideceğini hiç sanmıyorum..." parmaklarıyla tezgâhta ritim tutmaya başladı.

Nino cevap vermeden önce parmaklarını saçlarının arasından geçirdi. "Yani öyle söyleyince..."

"Kulağa tam bir şerefsiz gibi geliyorum" Dedi Adrian ve Nino onayladı. "Bunca zamandır onu olmayan bir şeye mi inandırmaya çalışıyorum?" diye sordu sessizce.

"Teknik olarak hem evet hem hayır." Nino kollarını kafasını arkasında birleştirdi. "Bu düğünü durduracağını biliyordun ama aynı zamanda teknik olarak nişanlı olduğunu da biliyordun." Gözlerini kapattı. "Bu karışık bir konu." Bu sefer Adrien onayladı.

"Konuyu açmanın bir yolunu bulacağım." Dedi Nino'ya

"İkimiz de biliyoruz ki yapmayacaksın." Dedi Nino açıkça. "Onu seviyorsun ve korkutup kaçırmak istemiyorsun." Adrien bunun üzerine kızardı ama reddetmedi.

Boğazını temizledi. "Babam nişanı ilk şovun sonunda duyuracağını söyledi... Bu yüzden basının haberi olması konusunda endişelenmeme gerek yok..." dedi sessizce

Nino ona küçük bir bakış attı. "Chloe serseri bir kurşun. Bence sürekli ertelemeyi kesmelisin... Şu an bile bu konu hakkında konuşuyor olabilir." Bu sözleri Adrien'ı gafil avlamıştı. Haklıydı. Chloe'ye güvenilmezdi özellikle de konu Marinette'den intikam almaksa.

İnledi. "Bundan nefret ediyorum!" diye bağırdı. "Bu kadar güçsüz hissetmekten nefret ediyorum." Dedi bir kere daha sessizce.

"Bir çaresine bakacağız... Ayarlanmış evlilikler geçmişte kaldı... Böyle şeyleri artık kimse yapmıyor!" Nino ellerini havada savurmaya başladı ve Adrien ona bir bakış attı. "Yani baban ve belediye başkanı hariç... Şu devirde artık böyle evlilikler göremezsin..."

Adrien kalemini kaldırıp döndürmeye başladı. "Peki ya ben o insanlardan biriysem..." düşüncesini tamamlamak bile istememişti. Kötü düşünceleri kovmak adını kafasını salladı. "O insanlardan biri olmayacağım." Dedi sakince. "Kendimin olmak için tüm benliğimle savaşacağım." Nino bu dediklerini beğenmiş gibiydi.

"İşte böyle düşünmelisin." Diye yorum yaptı, Adrien onayladı. Sadece pozitif düşünmeliydi.

İçindeki bir parça Marinette'e söylemek zorunda olduğunun farkındaydı ama büyük bir parçası da söylemek istemiyordu. İkisi arasındaki şeylerin artık aynı olmayacağını söylese. Marinette'i bu haliyle seviyordu. O dans ederken müziğinin yeni bir anlam kazanmasını seviyordu. Onun yanında kendisi olabilmeyi seviyordu. Sadece fısıldasa bile sevdiği her şey gözlerinin önünde ellerinden alınacaktı. Düşüncesi bile canını yakıyordu.

Nino kalkıp gri kanepeye doğru yürüdü. "Bir yolunu bulacağına eminim." Mobilyanın üstüne kendini bıraktı.

Adrien bir yolunu bulacağını biliyordu ama tek sorun zamandı. Marinette'e sırrını söylemek için doğru zamanı bulamayacağından emindi. İç çekmek istedi ama kendini durdurdu. Annesi her zaman iç çekmenin sorunu çözmekte yardımcı olmayacağını söylerdi. Deneseydi bile çok fazla iç çekmesi gerekirdi.

Sadece birkaç dakika olmuştu ama şimdiden arkadaşının horultusunu duyabiliyordu. Gözlerini devirdi ama gülümsedi. Kafasını çevirip fırının üstündeki saate baktı. Parlak yeşil ışıklar ona saatin düşündüğünden daha geç olduğunu söylüyordu. Loş apartmanda 2.30 sayıları gururla parlıyordu.

Adrien iç çekti ve Ladybug'ın şarkısını yazmaktan vazgeçti. Sandalyeyi olabildiğince sessizce çekti ve üstündeki battaniyeyi aldı. Sürekli Nino'nun üstünü örtüyor gibi hissediyordu ama yine de battaniyeyi arkadaşının üstüne attı.

Gün onun için uzun olmuş olsa da Adrien uyuyamıyordu. Marinette ve Nathanael'in dans edişini izlerkenki hissi hatırladı. Bu duygunun göğsüne çöküşünü ve kendi müziğinin tanıyamadığı bir şeye dönüşmesini hatırladı. Kıskandığında böyle bir insana mı dönüşüyordu? Gerçekte böyle biri miydi?

Adrien yana döndü ve gözlerini kapatmaya çalıştı ama bu his geçmiyordu. Onu içten içe yiyor ve vücudunu yakıyordu. Anksiyete atağının gelişini hissediyordu, sadece bu düşünce bile neredeyse tetikleyecekti. Böyle hissetmekten nefret ediyordu. Havada boğulmak gibiydi. Uzandı ve komodininin üstündeki tanıdık objeyi aldı. Numarayı girerken parmakları titriyordu.

Adrien şu an düşünebildiği tek şeyi yaptı. Marinette'i aradı.

For You - TRTahanan ng mga kuwento. Tumuklas ngayon