.1

423 26 10
                                    


  Adrien Agreste liseden babasının ofisine girmemişti. Şimdi 23 yaşında olduğu da göz önünde bulundurulursa gerginliğin de ötesindeydi. Babası dün aramış ve sanki iş ortağıymış gibi randevu ayarlamıştı. Adrien dolu programında babası için her zaman yer ayırırdı bu randevu onun için bir hakaret gibiydi. Adrien liseden mezun olduğu gibi evden ayrılmıştı. O evde kalmaya artık daha fazla dayanamıyordu. İçeri girdiğinde hiçbir şeyin değişmediğini fark etti. Kendisi de dahil. Hala babasından çok korkuyordu.

  Parmakları seğirdi. Şu an çatı katındaki evinde piyano çalıyor olabilmeyi diledi. O her zaman piyano çalma havasındaydı ve şu anki durumu da bir istisna değildi. İlk albümünden beri hiçbir şey yazmamış yada yayınlamamıştı. İlhamını kaybettiğinden beri bitmemiş işleri birikmiş ve çaresiz hissetmeye başlamıştı. Yazar tıkanıklığı yaşamaktan nefret ediyordu. Babasından korkuyor olmasından nefret ediyordu. En iyi parçasını çalıp ortasında bitirmek gibiydi , şarkıyı bitirmedikçe notaları sessizliğe karışıyordu.

  Babasının ona sarılacağını umdu Adrien. Onun yerine Nathalie gelip onu soğuk koridorlarda yönlendirdi. Adrien yanaştığında babası yeni balesi üzerinde çalışıyordu. ''Günaydın baba,'' dedi Adrien rahatsız ama şık sandalyeye oturarak.

  Gabriel Agreste oğlunu hızlıca selamladı ve hemen iş hakkında konuşmaya başladı. ''Biliyorsun bir süredir 'Miraculous' üzerinde çalışıyorum.'' Adrien soğukça onayladı. Babasının bu baleyi öz oğlundan daha çok sevdiğine emindi. ''Sonunda bitirdim ve seçmelere başlayacağım.'' Adrien bunu neden ona anlattığını anlayamadı , bunu gazetede de okuyabilirdi. ''Adrien bunu senin çalmanı istiyorum , eğer çalarsan şaheserim tamamlanacak gibi hissediyorum.'' Adrien sertçe yutkundu buna rağmen boğazı tamamen kurudu. Babası açıkça bu baleyi ona tercih etmişti ve yarasını deşmek istercesine bu balede bir rolü olsun istiyordu.

  ''Tabi ki,'' diye kekeledi Adrien çünkü babası rica etmemişti bu daha çok haber verme gibiydi bir emir gibi. Parmakları aniden seğirmeyi bıraktı ve artık bacaklarında ritim tutma hissi duymuyordu. Ellerine bakarak kaşlarını çattı babası bunu fark etmiş gibi görünmüyordu.

  ''Solo danslardan biri için orijinal bir parça bestelemeni istiyorum... Hemen başla buna Adrien,'' dedi babası ciddice ama Adrien'ın endişelenecek başka şeyleri vardı. Mesela neden tüm müziğin aniden bedenini terk ettiği gibi.

  ''Ayrıca,'' babası bir an için duraksadı. ''Bu günden itibaren nişanlın var.'' Adrien'ın nefesi kesildi.

  ''Ne?'' diye sordu. Sesinin sert çıkışını beğenmişti.

  ''Belediye başkanıyla bir süredir nişanın üzerinde çalışıyorduk.'' Dedi Gabriel kalemini elinden bırakarak.

  ''Bugünden itibaren kızı Chloe ile nişanlısın. Eğer onunla evlenirsen senin çıkarına olur.'' Babası için her şey bir iş anlaşmasıydı. Adrien ne diyeceğini bilemeyerek oturdu.

  ''Ben...onunla evlenmek...istemiyorum...ben...ona aşık değilim.'' Dedi Adrien yavaşça ve sessizce.

  ''Bu aşkla ilgili değil Adrien! Bu geleceğinle alakalı!'' Gabriel'ın bakışları deliciydi eğer bakışları daha keskin olsaydı yaralanacağına emindi.

  ''Evet baba.'' Bu konuşmayla bütün enerjisi onu terk etti. Chloe ile evlenmek istemiyordu , onunla son buluşması bir faciaydı. Babasına gösteri yaparken çalması için onu zorlamıştı , babasının otelinden bile ayrılmadan onu seçmeler için kullanmıştı. Adrien kullanılmaktan nefret ederdi. Kendi babası onu her zaman kullanmıştı. Bundan bıkmıştı. Artık kullanılmak istemiyordu.

  ''Hepsi bu kadar.'' Babası programın aylarca gerisinde kalan koreografisine döndü. Yüzyıllar kadar yavaş geçen dakikalarca oturdu Adrien dili tutulmuşça. Aniden kalktı ve hava almak için dışarı çıktı. Malikaneyi arkasına bakmadan terk etti ve taksi çağırmak yerine evine kadar yürüdü. Düşünceler zihninde hızla akıyordu. Mutlu olmak istiyordu ama Chloe ile evlenirse mutlu olamayacağını biliyordu. Bir şeyi yumruklamak istiyordu ama eğer elini yada parmaklarını kırarsa babasının yapacaklarından korkuyordu. Ödül oğlu , asla annesinin gölgesinden fazlası değil. Asla annesinin gölgesinden çıkamazdı. Müziğinin hiçliğe karışmasını izlerken sonsuza dek kederli ruh haliyle karanlıkta kalacaktı.

For You - TRWhere stories live. Discover now