.7

179 20 4
                                    

    Adrien Agreste kafasını kolunun üstünde dinlendirdi. Geç olmuştu ve daha pratik yapmamıştı bile. Sadece iki saat yeterliydi ama son çalışmasında o birkaç saat yüzyıllar gibi hissettirmişti. Babası çalışması için bütün parçaları vermişti, buna orijinal parça için detaylı talimatlar da dahil. Ne zaman kalemi boş nota kağıdına temas etse hiçbir şey yapamıyordu. Çizgiler sonsuz, aralıklarsa çok geniş gibiydi. Panikleyip nasıl nefes alındığını unutuyordu. Sonunda kağıdın üstünde kalan tek şey içinde biriken üzüntünün ve sinirin yol açtığı göz yaşları.

    Chloe Bourgeois, nişanlı olduğu kadın, Ladybug'dı ve keşke babası bunu tekrar gözden geçirseydi. Balerin dansöz, Marinette Dupain-Cheng, açıkça başrolü hak ediyordu ama sonunda bir dublör olarak kaldı. Ne yaşandığını bilmiyordu. Adrien'ın seçmelere gelmeye izni yoktu ama babasının haberi olmadan son sıradan izlemişti.

    Marinette farklı görünüyordu. Sinirli görünüyordu ve dansın sonuna doğru ağlayacak gibiydi. Nedenini bilmiyordu. Elinden geleni yaptığını görebiliyordu. Hareketleri acı doluydu. O dans ederken sandalyenin ucunda oturuyordu. Arada müzik durduğunda ona ne olduğunu merak ediyordu. Odadaki en iyi dansçı olmalıydı. Seçmelerden sonra sessizleşti, bakışları yere kilitlenmeden önce son bir kez Chloe'ye baktı. Çok üzgün görünüyordu.

    Adrien piyanosunun tanıdık koyu renkli tahtasında ritim tutmaya başladı. Melodisi yanlıştı ve ritmi eşleşmiyordu. Chloe'nin müziğini yok ettiği düşüncesine güldü. Müziğini kaybetmişti. Gerçeklerle yüzleşmeliydi. Adrien düşündü. Acaba annesi gitmeden önce de böyle mi hissetmişti. Babası hem balede hem de piyanoda müziğini kaybetmesini sağlamıştı. Adrien da kaçmak istedi.

    Piyanosunu açmadan öne iç çekti. Tuşlar kullanılmış hissettirmiyordu ve sanki piyanonun bir parçası değil gibilerdi. Boğazını temizledi ve nota kağıdına baktı. İlk parçanın yazılış şekline çok dikkat etti. Bu Ladybug'ın ilk tanıtıldığı sahneydi. Dansı net ve dikkatli olmalıydı. Balenin devamında partneri, Chat Noir, ona gevşemeyi ve müziği hissetmeyi öğretecekti. Bu da tam ihtiyaç duyduğu şeydi. Önce nota nota çalmayı denedi, melodiyi önemsemeden. Parmaklarına kramp girmiş gibiydi onlara masaj yaptı. Yeni çalma stilinin gerginliği onu sadece duygusal değil fiziksel olarak da etkiliyordu.

    Parçayı tekrar tekrar çaldı ama kulaklarına değil de kas hafızasına güvenerek. İlk kısımları notalara bakmadan çalabilene kadar devam etti. Kulağa bir şarkı gibi gelmese de ya hayalinde şarkıyı canlandırdığı şekilde olmasa da çalmaya devam etti. Bu bale için her şey mükemmel olmalıydı. Saat gece yarısını geçmişti, ışığın çoğu şehirdeki binalardan geliyor ve penceresinden içeri doluyordu. Piyanosunu kapattı ve iç çekti. Son zamanlarda bunu çok fazla yaptığını fark etti.

    Genellikle boş olan sehpasında bıraktığı telefonunu kontrol etti. Mutfağından gelen ışığı kıstı ve oturmaya zahmet bile etmedi.

    Nino: Marinette başrolü alamadı, en azından dublör olarak seçildi.

    Mesajı okurken tuttuğu nefesini nefesini verdi. Bunu zaten biliyordu. Keşke Chloe bıraksa diye düşündü. Bunu dilemesi çok kötüydü ama yine de diledi.

    Adrien: O nasıl?

    Adrien cevabı zaten biliyordu, üzgün olmalıydı. Agreste yapımda başrolü kim istemezdi ki? Bütün ışıkları kapattı. Diğer binalardan gelen ışıklar duvarlarında gölgeler yaratıyordu. Umursamadı. Karanlık dairesinde yürümeye başladı. Telefonunu kontrol etmeden önce rahat bir yere yerleşti.

    Nino: Üzgündü.

    Nino: Chloe ayakkabılarına bir şey yapmış, Alya itiraf ettirdi.

    Nino: Babana söylemeyecek çünkü Alya'nın tahmin ettiği gibi Chloe rolü zaten almıştı ve seçimler bir formaliteydi.

    Adrien gerildiğini hissetti. Mesajlar yüzüne bir tokat gibi çarptı. Gabriel gücünü kötüye kullanıyordu ve bunu bilen kendi hariç üç kişi daha vardı.

    Adrien: Şey. Ona üzgün olduğumu söylersin.

    Nino: Marinette sarhoş.

    Nino: Çok sarhoş. Biraz komik açıkçası.

    Nino: Eğer ona söylersem hatırlamayabilir ve sarhoş olduğunu bilmeni isteyeceğini sanmıyorum.

    Adrien: Sanırım bunu ona sonraki provada da söyleyebilirim.

    Adrien: Ama bana şu an sarhoş olduğunu mu söylüyorsun??

    Birkaç dakikadan sonra cevap alamadı bu yüzden dişlerini fırçalamaya gitti. Acaba sarhoşken nasıl görünüyor diye düşündü. Acaba yanakları kırmızı gözleriyse parlak mıydı? Birçok şeyi düşündü alkol ile lekelenmiş dudaklarından ve dilinden hangi sözler dökülecekti acaba.

    Nino: Sor bana.

    Adrien: Neyi sorayım?

    Nino: Ne tür bir sarhoş olduğunu.

    Adrien: Marinette nasıl bir sarhoş?

    Nino: Mutlu bir sarhoş.

    Dans ettiğini en azından bunu denediğini hayal etti. Her açıdan görülebilecek bir gülümseme ve içinden fışkıran mutluluk. Gülümsemesini görmek istedi. Telefonunu komodinine bıraktı ve sessizliğin çevresini sarmasına izin vererek gözlerini kapattı. Bu sessizliğin müziğe olan arzusunu döndüreceğini umdu. Yatağında dönüp durdukça müziği istemiyordu, o Marinette'i istiyordu. 

For You - TRWhere stories live. Discover now